Eğer otomobil ve (elektronik eşya) fetişizmi acıları dindirmeye, kaygıları hafifletmeye yeterli olmazsa karaborsadan barış, hareketlilik ve mutluluk satın almak da mümkün.
Bu asırda yaşayan insanlar ne var ki, çekiciliği kaybetmiş durumda.
Herkes bireyselciliği tercihle, itici.
Özgürlüğün tadını bu şekilde sevimli gibi lanse ettiler.
Hatta bunu o kadar ileriye taşıdılar ki,
Şehvetperest, soysuz bir nesil türettiler, bekarı eşitlediler, evliyi boşadılar, çocukları öldürdüler, doğayı katlettiler; yerine apartmanlar, gökdelenler, rezidanslar diktiler.
İnsanları gruplara ayırdılar ve onlara garip dediler, kimini hapsedip, kimini yücelttiler...
Her birini, her bir şeyi emellerine alet ettiler.
Barış için hamile kadınlarla, yarısı turap ihtiyarlarla, savaştılar, cedelleştiler!
Daha neler neler..
خ ف ز ي
Barış Özcan'ın tavsiyesi ile okuduğum bir eserdi. Pek umutlu başladım ama istediğim gibi değildi. Adından da belli olduğuna göre hep yürümekten bahsediyor. Ünlü insanlardan örnek veriyor. Onların hayatlarından ve onların yürümesinden. En dikkatimi çeken kısım GANDİ kısmı oldu. Çünkü Hindistan'da Gandi çok sevilen biri ve ben onlarca Hindistan vlogları izledim ve izlemeye devam ediyorum.
“İnsanların, karınları doyduktan sonra kendilerini mutlu hissetmeye ve herkesi arkadaşı olarak görmeye diğer bütün mantıklı sebeplerden daha fazla zorlayan bir ruh haline gir diği malumdur.”
Dazai’nin kadın zihnini işleyiş tarzının bir iğrenti üzerinde okuduğunu fark ettim. Okuduğum üçüncü kitabı olduğu için bu genelleme olarak değil ancak kadın karakterlerinin kendilerin duydukları iğreti ve erkek karakterlerinin de kadınlar ile ilgili kurdukları düşünce sistemlerine baktığımda fazlasıyla ön yargılı ve kadın olamayan karakterler karşılıyor bizi. Özellikle bu kitapta daha da belirginleşen kadın karakterin öfkesi, fazla eril bir dile sahip. Kendisinden ve kadınlardan haz etmeyen bir kadın karakter aslında içinde eril bir ruh taşıdığını bu ruhunda insanlığımı yitirirken romanındaki baş karakterden miras kalmış görüntüsü çizdiğini düşünüyorum.
Öğrenci KızOsamu Dazai · Can Yayınları · 20206,5bin okunma
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben. Evlerin ve kalabalığın ağırlığını sana üstün tutmadım. Yoksulluğun acısından hafif bilmedim acını.
Nereye gidersem gideyim seni yürüdüm hep. Sevincini bir barış, bir bayram sabahı gibi taşıdım içimde. Sesine güvendim, gözlerine en çok yakışan o sürekli yaz ikindisine.
Bütün öksüzlerin kederiyle baktım yüzüne, ne zaman geleceği düşündüysem. Bir haksızlığı haykıran herkese senin soluğunu verdim. Bütün hapislerin penceresi yaptım seni. Sonra tuttum kenar mahallelerin yalnızlığını gösterdim, bir özür, bir bağışlanma umuduyla.
Söze inandım, gövdene ondan çok. Dönüp dönüp sana geldikçe anladım özgürlüğün aşk olduğunu. Alışkanlıklara yenilmedim ben, seni bir alışkanlığa dönüştürmek istemedim yalnızca.
Işıklı bir korunak arayacağım sesinin kıvrımlarında. ‘Gelmen iyiliktir’ diyeceğim. Yüreğimden başka yanıtım olmayacak. Bir sorudan bir soruya vuracağım seni yine. Dünyanın bütün yağmurları yağacak iki söz arasında. Ellerimi geçmişe mi geleceğe mi koyacağımı şaşıracağım.
Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben.
...