·
Not rated
Suçlular Giyotine
İnanılmaz bir başyapıt! Bir kere sanırım en iyi giriş cümlesine sahip olan kitap olduğunu belirtmeme gerek yoktur. Herkesin bildiği o gerçek bu. Charles Dickens sayesinde uzun zaman sonra nefesimi tuttuğum bir kitap okudum. Aslında kitabı uzun bir sürede okudum. Bir çırpıda bitmedi ve normalde olsa bundan çok sıkılırdım. Ama öyle bir kitap ki, okudukça okuyasım geldi. Tüm Fransız Devrimini en baştan araştırmaya koyuldum. Nasıl olmuş, insanlar neler yaşamışlar, kimler cezalandırılmış, devrim nasıl sonuçlanmış hepsini büyük bir merakla ele aldım. Hatta bunun üzerine Kısa Fransa Tarihi isimli kitabı okumaya başladım. Bunu bitirip birkaç belgesel izledikten sonra Savaş ve Barış okumayı düşünüyorum. Böylelikle devrimin farklı zamanlarını inceleyebileceğim. İki Şehrin Hikayesi’ndeki konuya gelirsek: Yıllar önce belli sebepler ile mahkum edilmiş ve bu mahkumiyet sırasında düzgün düşünme becerileri kaybetmiş bir adamın kızı babasının yaşadığını haber alır ve babasını bulmak için bir yolculuğa çıkar. Yolculukta bir beyefendi ile tanışırlar ve birbirlerinden hoşlanmaya başlarlar fakat beyefendi Fransa devletine ihanet suçuyla yargılanacaktır. O dönemlerde kimler yargılanıyor, kimler haksız yere cezaya çarptırılıyor ya da ölüme mahkum ediliyor. Tüm tarihi bir öykü içerisinde hap gibi yutabileceğimiz nefes kesen bir hikaye. Kesinlikle okuyun.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202059.2k okunma
Farkında olmamız gereken bir şey
Öyle bir doğamız var ki, aile gibi yakın ekibimizdeki kişiler mutlu olunca biz de mutlu oluyoruz. "Sen kazanınca ben de kazanıyorum, ben kazanınca sen de kazanıyorsun." Gerçeğinin farkına varıldığı andan itibaren tutulacak en akıllı yol, "Sana nasıl yardımcı olabilirim?" çabası olmalıdır. Evet, bu kadar basit işte: Sana nasıl yardımcı olabilirim? Buradan hareket ederseniz, barış ve mutluluk dolu dünyalar kurarsınız.
Reklam
Güçlü olmaya çalıştığım anlarda mızmız olan sen oldun, bitap düştüğüm zamanlarda ise atak ve hareketli... Bu durum beni motive etmediği gibi tam tersi etki yaptı. Beni daha da içime kapattı ya daha daha bir dışarıya açtı. Ortasını bulamadım. Örneğin bir işi çok maharetli yapıyorsan ve hatta gözüme sokuyorsan bu beni hırslandırmadı. Bilakis o işten vazgeçmeme yol açtı. Ama her beceriksizliğin beni o iş yapmaya sevk etti. Yorulduğunda koştum, kalktığında düştüm, sevdiğinde kaçtım, güldüğünde ağladım... Olamadıklarımı sana sakladım.
Sevgililerimiz olmasın diyordum, ileride evlenmeyelim diyordum ama bundan ilk senin cayacağını hissediyordum. Bu da beni yıkacaktı, o yüzden sessizliği bozan kişi olmayı tercih ediyordum. Aramızda olduğunu sandığım bağın, sende o kadar kuvvetli olmadığını anlıyordum. O zaman bağı kopartan ben olmalıydım. Canavarca bir histi. Yine de hüsran yaşamaktan iyi!
İnsan sevgiyi ararken de bencil. Kendini tamamlayacak olanları seviyor. Kendini "tamam" hissettiğinde ise daha zor seviyor. İnce eleyip sık dokuyor. Eşinde de bulamadıkları ya da cinsiyet farkından dolayı bulamayacakları varsa, arayışını çocuğunun sırtına yüklüyor. Hayatta olamadığı ne varsa çocuklarında görmek istiyor. Sanki eksikler öyle tamamlanıyor. Hiç düşündün mü, insanlar çocuklarından bahsederken neden "biz" diyor? Çünkü çocukları onlar için kız ya da oğul değil, birinci çoğul...
Çocuğunun üçüncü tekil olmasına bile izin vermeyenler... Kendileri yapamayıp başkasının sırtına yükledikleri her şey için sevdiklerinden bir gün özür dileyecekler.
Reklam
İnancını yitirdiğinde her an her şeyi yapabileceğini hissetmek ve bu dünyayla ahlaki bağını kesmek ne kadar tuhaf. Karşılığında artı not aldığın için mi birilerine iyilik yapıyorsun Savaş? Ya da bir kötülük sadece puan kırma cezası olduğu zaman mı kötüdür? O zaman kaç yanlış kaç doğruyu götürür? Meleklerin seni denetlemediği anlarda, zebaniler kapıları tutmadığında veya... Her şeyi yapabilecek potansiyelde misin?
·
Not rated
İnsan işte
Şeytan ve çırağı başımıza çorap örüyorlar. Şeytan en kirli oyunlarından birini oynamak için dünyaya inip insanlar arasına karışmaya karar veriyor. Bunun için çırağını da yanına alıp insanlaşmayı bile göze alıyor. Dünyaya geldikten sonra şeytan bile kandırılmanın acısını yaşıyor, insanın en sinsi varlık olduğunu kabulleniyor. Kendisine kurulan komplolara düşüp şeytanlığını yitiriyor. Aslında kurgu yine Köpek Kalbi’nde olduğu gibi çok ilgi çekici fakat hikaye çok da iyi bir hikaye yazılabilecekken bence o kadar vurucu değil. Çok içine kapanık. Satırlar arasında söylenemeyen yüzlerce söz varmış gibi sessiz. O yüzden pek beğenmedim.
Şeytan'ın Günlüğü
Şeytan'ın GünlüğüLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20213,025 okunma
1,000 öğeden 10k ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.