1935’te yasallaşan Tunceli kanunuyla ise Dersimin adı değiştirildi ve yaklaşmakta olan askeri harekatın yasal dayanağı hazırlandı. 1937-1938 Dersim harekatları 10.000’den fazla Dersimlinin öldürülmesi ve bir o kadarının da sürülmesi ile bir soykırım biçimine aldı.
Sayfa 201 - İsmail Beşikçi, Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi, (Ankara: yurt kitap-yayın, 1992)
Ancak, Ermenilik ve Kürtlük sürekli aşağılanırken ve aşağılama hiçbir cezayla karşılaşmazken, Türklüğü aşağılamak her zaman en büyük suçlardan biri olmuş ve asla cezasız bırakılmamıştır.
Sayfa 199 - Türklüğü tahkir ve tezyif etme suçunun 1926’da başlayan tarihi için; Türkan Yalçın Sancar; Türklüğü, Cumhuriyeti, Meclisi, hükümeti, adliyeyi, bakanları, devletin askeri ve emniyet muhafaza kuvvetlerini alenen tahkir ve tezyif suçlarıne
Reklam
Bu anlamda Türklük, Türk olanları gururlandırarak ve olmayanları da utandırarak inşa edildi.
Sayfa 198
Karatayev
Piyer sağlığın nasıl diye sordu “ sağlığım mı? Hastalığa ağlarsak Tanrı ölüm vermez”
Sayfa 1550Kitabı okudu
Somutlaştırmak gerekirse, devlet sadece bir kültürü ve dili meşru kabul ederken, diğerlerinin gayrimeşru, değersiz ve ilkel ilan eder. Bu diğer kültürlerin ve dillerin içinde kalan ya da kalmayı seçen kişi de böylece gayrimeşru, değersiz ve ilkel olarak görülmeye başlanır. Kendi kültürünün ve dilinin kullanım değeri kendi toplumsal çevresi içinde kısmen sürse de, piyasa değeri neredeyse sıfırlanır; çünkü o dilde ne eğitim almak mümkündür ne de iş bulmak. Başka bir ifadeyle, gayrimeşru kültürün gayrimeşru kişisi, meşru kültür ve dil piyasasının dışında kaldığı ve kültürel sermaye ancak meşru kültürde biriktirilebildiği için, emek piyasasının da dışında kalır. Sadece kendi dilini bilmek psikolojik bir cezayı da beraberinde getirir; çünkü o dil ilkellikle, kültürsüzlükle ve tarihsizlikle özdeşleştirilmiştir. meşru kültür ve dil uygarlık demektir; gayrimeşru kültür ve dil ise barbarlık.
Sayfa 196
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.