Lafa yazarın Öyle Miymiş? ve Zamanın Farkında adlı eserlerini keyifle okuduğumu ve bu kitapların- özellikle de Öyle Miymiş? - edebiyatımızda anlamlı bir yeri hak ettiğini düşünerek başlayayım ki bundan sonra yazacaklarımın yazarın şu anki edebi duruşuyla ilgili olmadığı anlaşılsın.
Kambur 18 yaşında bir genç kızın yazdığı bir kısa roman, hatta bence roman sıfatını yakıştırmak çok doğru değil, bir esrime anında aklından geçenleri aforizmalarla süsleyerek anlatmaya çalıştığı bir eser. Çok bariz şekilde varoluşçu metinlerin etkisinde kalan anlatıcı,yazarın o yaşına kadar hissetmesi imkansız olan duyguları, ezbere bir asilikle anlatıyor. Denebilir ki yazmak için hissetmek mi gerekir. Tabi ki hayır, ama öyle hissedenlerle empati kurabilecek bir altyapı gerekiyor en azından. Bu nedenle bence burada anlatılanlar oldukça afaki, bağlamsız bir düşünce yekunundan öteye gidemiyor.