Size ancak insanları kınamayın diyebilirim, çünkü kınamak ruh zayıflığından ileri gelir.
Reklam
Hayatını zehir eden biriyim ben kardeşim, ama bazıları sadece zehir yapmasını bilir. Çölde yalnız başına dolaşan birinin elinde zehir varsa bunu içer kardeşim. Ölecektir, fakat susuzluğunu dindirerek.
Kendini arayan Pandora’ya... “Önceden bulmuş olmasaydın, Nasıl tekrar arardın?”
Bazılarının yazgısı başka bir yazgıya ortak olmaktır. Paylaşmak ya da sürüklenmek...
Yüz çevirdiğimi sanırsınız hayattan, Halbuki gerisin geri giden için ters döner dünyalar.
Reklam
Bunlar evlerinde ateş yakabilen insanlardır. Yaktıkları ateşle övünürler çoğu zaman, ama farkedemezler bile samanlığın içinde yaşadıklarını. Her gün yeni bir kaygıyla uyanırlar yataklarından. Huzurludurlar çoğu zaman, fakat huzurun böyle olduğunu sanırlar.
İnsan nasıl ölümle yaşadığını bilirse, daha iyi bir hayat için yaşarken ölebilmeyi de öğrenmelidir.
Ortak dünyalarda uçan kuşlarız, Her yükselenin güneşe çarpacağını zannederiz.
Yüz çevirdiğimi sanırsınız hayattan, Hâlbuki gerisin geri giden için ters döner dünyalar.
Reklam
Her yeni doğuş arzu edebilmektir ölümü; her ölüm yepyeni doğuşları... İnsan nasıl ölümle yaşadığını bilirse, daha iyi bir hayat için yaşarken ölebilmeyi de öğrenmelidir. Ölümün mezar taşını o doğmadan işlemiştir mezarcılar. İşte bunun için değerini bilmeseydim ölümün nasıl katlanırdım yaşamaya.
Ruhun bu mezarlığı terk ettiği zaman bütün acılar da geride kalacak. Ölülerin fısıltısını duymayacak artık kulakların. Lanetleri işitmeyecek, hor görülere katlanmayacaksın. Cennette kurulan huzurlu bir meclis bekler seni artık. Seni tüm ıstıraplarınla gömüyorum toprağa.
Kalplerinde en ufak bir hayret kıvılcımı taşımayan insanlar ölmüş insanlardır.
Resim