Alt başlık: Bir Koltukta Çok Karpuz
Merhabalardan bir demet sayın okuyucular. ≈) Bugün sizlere yapabildiğim kadarıyla ilklerin ismi Halit Kıvanç'ı anlatacağım.
Hoş geldiniz. -Biraz uzun... Çayınızı kahvenizi hazır edin isterseniz. ≈)-
Nereden başlasam bilemiyorum, alt başlıkta da dediğim gibi bir koltukta çok karpuz... -kitabı buraya
Herkese mutlu ve başarılı bir Cumartesi Pazar olsun. Bugün sınav vardı, görevimizi yerine getirdik; yarın da sınav var, görevimizi gerine getireceğiz. Sınava giren tüm kardeşlerime başarılar diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun inşallah.
Daha evvel Cemal Süreya okumuştuk, listemize aldığımız bazı eserleri vardı ve bunlardan ilki de deneme türünde
Darbe dönemlerinde cuntacılar kafalarının estiği gibi hareket ederler. Doğaldır. Hukuka artık askeri hukuk solüsyonu bulaşır. Sivillerin özellikle de siyasi suçlarını yargılamak da bu kulübün görevidir. Hukuk, eğilir, bükülür ve darbe ne için yapılmışsa, kimin lehine olacaksa o işin karşıtlarını da eğip bükmeye başlanır. İşkenceyle başlayan curcuna soruşturma ve kovuşturma sürecinde trajikomedik bir hal alır. Zira askeri hukukçular sivil işlerden pek anlamamaktadır. Chopin dinleyeni komünist diye ordudan atmak, V.I. Lenin'i Altıncı Lenin zannetmek, Che Guevara'yla Barış Manço'yu ayırt edememek, Amerika'yı yüksek vergilerden dolayı sosyalist saymak vs... çorba olur çıkar işler. Ama darbecilerin unuttuğu ya da geçiştirdiği bir şey vardır: Bir gün yönetim yeniden sivillere verilecektir ve darbe dönemini yaşamış, eziyetini görmüş "kalemi güçlüler", bu "silahı güçlüleri" mürekkep kuvvetiyle rezil rüsva edeceklerdir. İşte Uğur Mumcu, o kalemi güçlülerdendir, işte Sakıncalı Piyade o güçlü mürekkep işidir. Süleyman Demirel'in "bana karşı yapılmıştır" diye ortalığı velveleye verdiği, ama ABD'nin emir komuta zincirindeki subaylarca gayet de sola karşı yapılmış olan 12 Mart Muhtırası'nın Mumcu tarafından yerin dibine sokuluşudur.
İşte Hacıalihafız’ın gözünden Zağnos Köprüsü:
Sabah geçtik, öğlen geçtik, akşam geçtik, aynı gün bu köprüden. Anamızın karnında geçtik, kucağında geçtik. Babamızın elinden tutarak geçtik. Delikanlıyken geçtik. Bekar geçtik, evli geçtik, biz bu köprüden. Bazen üzgün, bazen dalgın ve hüzünlü bazen de sevinçli, neşeli geçtik. Askerlik şubesine
Akif Emre, son dönem Müslüman Türk entelijansyasının "ehl-i dikkat" insanlardan birisi.Gazetecilik kimliğinin ötesinde yaşadığı çağa şahitlik eden,şuur sahibi ve tüm bunların çizdiği duruşa sahip bir şahsiyet.
Tabi onun sahip olduğu anlayışa ve ufka talip olmanın şartı da "İz'ler'ini takip edebilmek olsa