"Yüzlerini bile görmek istemediğim insanlar için hayatımın en güzel yıllarını, mutluluğumu, geleceğimi harcıyorum..."
Bir kitap tek bir cümle hatrına okunabilir. Bunun gibi de , Tolstoy'un yazdığı her kitabı çok iyi idrak ettiğim için değil; içinde bulduğum bir şeyler için okuyorum diyeyim. Kafkas Tutsağı için müthiş diyemem ama vasat da değil. Ben severek okudum. Bir Savaş ve Barış değilse de savaş, askerlik üzerine güzel tespitleri vardı. Dostoyevski'nin tahlilleri ile Tolstoy'un insan psikolojisi dehası kapışır.
"Kendimde buluyordum bütün suçu; ihtiyatsızlığımdan, gençliğimden dolayı mahvettiğim geleceğimi, kariyerimi nasıl yoluna koyabileceğimi düşünüyordum sürekli."
Şu sayısız yıldızla donanmış uçsuz bucaksız gökyüzü altındaki güzeller güzeli dünya nasıl dar gelir insanlara?
Şu büyüleyici doğanın bağrında insan ruhu nasıl olur da kin, öç, kendi benzerlerini yok etme gibi duygulara kapılabilir?
Nasıl olur da güzelliğin ve iyiliğin doğrudan ifadesi olan doğanın bir dokunuşuyla insan yüreğindeki bütün kötülükler yok olmaz?