140 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 3 days
ZÜLFÜ LİVANELİ & BALIKÇI VE OĞLU Selam arkadaşlar Zülfü Livaneli'nin yakın zamanda çıkardığı Balıkçı ve Oğlu eseri ile geldim. Zülfü Livaneli Çağdaş ve başarılı yazarlarımızdan biri, fakat ben balıkçı ve oğlu eserinde bu başarısını göremediğimi söylemek istiyorum peki neden? Kitapta balıkçılık yapan Mustafa karakterinin, denizde oğlunu kaybetmesi üzerine yaşadığı tramvayı okuyoruz. Çocuğunu kaybeden Mustafa daha sonrasında denizde mülteci teknesinin batması sonucu hayatını kaybeden insanlara rastlıyor. Aralarında yaşayan bir bebek de var. Bu bebeği alıyor ve kimseye söylemeden eşiyle gizli gizli bu bebeği sahipleniyorlar. Zaten eser burada başlıyor diyebilirim. Mustafa'ya göre deniz bir çocuğunu alıp, ona yine bir çocuk hediye etmişti... Peki kimseye göstermeden bu çocuğu nasıl büyütecek? bu mümkün mü? Kitap oldukça akıcı merak ediyorsunuz olayları, Livaneli'nin akıcı bir üslubu var evet, yalnız bu eserindeki kurguyu pek sevemedim. Basit geldi. Bu olayları anlatırken arka planda mülteci sorununa da değinmiş yazar, kontrolsüz göçün yarattığı felaketleri ele almış. En sevdiğim yanı ise deniz kirliliği sorununun denizdeki canlılar üzerindeki etkisine de vurgu yapmış olması. Kitap verdiği mesajlar yönünden güzel ama sanki verdiği mesajı çok göze sokmuş. Nasıl desem bazen tekrara düşmüş. Yazarın estetik kaygıdan uzak sadece toplumsal bir mesaj vermek için yazdığı izlenimi oluştu bende. Biraz siyasetimsi bir hava da sezdim. Genel olarak kitap hakkındaki düşüncelerim bunlar, sizlerin de düşüncelerini merak ediyorum kitapla kalın sevgiler
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202127.2k okunma
Atatürk milliyetçidir. Bir Türk milliyetçisidir ama bunun yanında evrensel bir adamdır. Barışçıdır, dövüşmesini bildiği gibi barışmasını da bilir. "Mecbur kalmadıkça savaş bir cinayettir" demiştir. İzmir'in kurtuluşu sonrasında hükümet konağına girerken merdivenlere serilen ve "Onlar işgal ettiklerinde Türk bayrağını yere sermişlerdi" denilerek çiğnemesi istenen Yunan bayrağını kaldırtıp, "Bayrak bir milletin namusudur, ayaklar altına alınamaz" diyecek kadar gerçek şövalyedir. Bir entelektüel olduğu hakikattir.
Sayfa 424 - Kronik YayınlarıKitabı okudu
Reklam
184 syf.
·
Not rated
"Hayat, iki yarımın bir bütün olmasındandan ibaret. Şimdi ya yarım kalacaksın ya da ona ikinizi anlatacaksın." Bu hayatta herkesin bir hikayesi vardır. Herkes yaşamak için doğar ve aslında yaşayamadan, sadece bir şeyler için çırpındıktan sonra hayata veda eder. Bizler doğum ile ölüm arasındaki o ince çizgide yaşamayı unutan insanlarız. Her hayat bir birincilik ile başlar. Aynı şey senin için de geçerli. Eğer şu an bunu okuyorsan, sen de o birincilerdensin .. Keyifli okumalar (:
Bana İkimizi Anlat
Bana İkimizi AnlatAhmet Batman · Destek Yayınları · 201410k okunma
Açık denizlerin, gökyüzünün, ırmakların, ormanların trajedisine çözüm bulmamız lazım. Herkesin sahip olduğu (dolayısıyla kimsenin sahip olmadığı) su­larda madencilik yapan uluslararası filoları durdurmaya kimsenin yetkisi, gücü ve motivasyonu yetmediğinden bü­tün dünyada balıkçılık ölüyor. Kore'nin ciğerlerindeki Rus madenlerinden illegal yollarla getirilen kömürler nedeniyle Çin' de fabrika bacaları zehir saçarken, Venezuela benzini yakan Amerikan arabaları Grönland'daki buzulları eritiyor.
"Çok başarılı olduğum günler de oldu, dibe vurduğum da.. Sevgi dolu değilim, nefret dolu da... Barışçıyım, biraz da savaşçı... Biraz güçlüyüm, biraz zayıf... Biraz iyiyim, biraz kötü... İyi kötü insanım.." ~William Shakespeare
Aşk da, mutluluk da bir dünya şampiyonasında birincilik kazanmış olma duygusundan daha öte bir şey kazandırmıyor insana.
Reklam
1,000 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.