Zamanımızda istendiği kadar insaniyetten, insan haklarından bahsolunsun; sömürgecilik, emperyalizm istendiği kadar yerin dibine batırılsın, yürürlükte olan gerçek budur. Bütün tarihte görüldüğü gibi bugün de barışçılık, barışseverlik, savaş aleyhinde bulunmak birer oyalayıcı yalandan ibarettir.
Sayfa 9 - PDFKitabı okudu
İnsan sabit bir öz değildir.
İnsana yakıştırılan birbirine zıt pek çok özellik, örneğin kötülük ve iyilik, bencillik ve başkalarını da düşünme, cesaret ve korkaklık, savaşçılık ve barışcılık, cimrilik ve bonkörlük, vb. hep insanın içinde yaşadığı toplumun özellikleriyle belirlenir ve şekillenir.
Sayfa 60 - YordamKitabı okudu
Reklam
Atatürkçülük, tam bağımsızlık, anti-emperyalizm, özgürlükçü­lük, cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, devrimcilik, akılcılık ve bilimsellik, çağdaşçılık ve barışçılık ilkelerinden oluşan, bu ilkelerden kaynaklanan kendine özgü bir dünya görüşüdür, bir ideolojidir.
İntikam sosyolojinin, mantığın, hukukun, kısacası medeniyetin sınırlarını 'insanlık namına' ihlal etmektir. İntikamcı, kabadayıdan kesin çizgilerle ayrılır. Bir olgunluk imtihanıdır intikam. Haysiyetimizin kesinlik kazanmasıdır. Kindarlıkla değil, salihlikle [barışçılık]; sapkınlıkla değil, itidalle; toylukla değil, kemalle alakalı bir olgudur. Savunmasızlığın, biçareliğin ve kısırlığın püskürtülmesidir. Zorbalığın bozuk ağzına çakılan gümüş bir belagat çivisidir. Kalbin, ruhun ve vicdanın havzasında biriken meşruiyet tortusudur. Hakikatin muazzam cilvesidir. Merhametin mevcudiyetinin, nüfuzunun ve itibarının sağlamasıdır. Aşkla, bilgelikle, sanatla çelişmez... İntikamın kuru bir asabiyetten doğduğunu sananlar, utanmalı.
Sayfa 184 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Göktürkler devri Orhun Kitabeleri'nin yazarı Bilge Kağan (683- 734), Türk beylerine hitap ederek ulusal bir atılım için uyarılarda bulunmakta, şehir ve medeniyet kurmak için Buda dinini benimsemelerini tavsiye etmektedir. Ancak onun kayınpederi ve veziri Bilge Tonyukuk, ferdi-merkezli mistik bir dünya görüşüne dayanan Budizmin benimseyen toplulukları pasifleştirdiğini, hâlbuki kendilerinin harp yoluyla sulhu hâkim kılmakla yükümlü olduklarını söyleyerek bu teklife karşı çıkar. Bu yüzden Z. Gökalp (1977:45)'ın da belirttiği gibi, mistik bir barışçılık anlayışıyla mensuplarını pasifizme sevk eden Budizm yerine lafzen barıştırmak mânâsına gelen İslâm, barışı tarihi bir misyon olarak telakki eden Türkler tarafından candan benimsenmiştir.
Sayfa 90
Nükleer soykırım tehlikesi barışçılığı tetikliyor, barışçılık yayılınca savaşlar azalıyor ve ticaret canlanıyor, ticarette hem barışın karlılığını hem de savaşın maliyetini artırıyor.
Reklam
77 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.