Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün tarihte görüldüğü gibi bugün de barışçılık, barışseverlik, savaş aleyhinde bulunmak birer oyalayıcı yalandan ibarettir. Ebedî barış olacağına, bu konuda verilen teminatlara inanan budala milletler bunun acısını bağımsızlıklarını ve haysiyetlerini kaybederek çekerler.
Düşündürücü...
Bir millet, başka bir milletin veya milletlerin hâkimiyetinde ise önce bağımsız olmak için çabalar. Bağımsızlığını kazanmışsa yabancı hâkimiyetlerde kalmış olan soydaşlarını kurtarmaya çalışır. Millî birliğini tamamlamışsa büyümeye uğraşır. Zamanımızda istenildiği kadar insaniyetten, insan haklarından bahsolunsun; sömürgecilik, emperyalizm istenildiği kadar yerin dibine batırılsın, yürürlükte olan gerçek budur. Bütün tarihte görüldüğü gibi bugün de barışçılık, barışseverlik, savaş aleyhinde bulunmak birer oyalayıcı yalandan ibarettir. Ebedî barış olacağına, bu konuda verilen teminatlara inanan budala milletler bunun acısını bağımsızlıklarını ve haysiyetlerini kaybederek çekerler. Ne kadar çirkin olursa olsun, hakikat şudur milletler birbirlerine yalan söylemek, güler yüz göstererek kuyularını kazmak ve dost maskesi altında çıkar sağlamakla meşguldürler.
Sayfa 24 - Togan Yayıncılık
Reklam
Eğer dünyada herkesin yaşamasına yeter derecede yer varsa, yaşamak için gerekli olan toprağı bize versinler. Şüphesiz bunu gönül rızası ile yapmayacaklardır, işte o zaman da herkesin kendi hayatı için mücadele etmek hususunda sahip olduğu hak, işe müdahale edecektir. Sonunda tatlılıkla çözümlenemeyen iş yumrukla halledilecektir. Ecdadımız, vaktiyle kararlarını bugünkü manasız barışçılık anlayışı içinde verseydi, şimdi elimizde bulunan milli toprağımızın üçte birine bile sahip olamayacaktık...
Sonra gel zaman git zaman, garip, korkunç, az­gın ve kelimenin tam anlamıyla zıvanasız davranış­lar gördük. Örneğin korkunç bir gerçek olarak gör­dük ki barışçılık savaşı körükliyen belli başlı etken­lerden biriymiş. Her düşündüğünü söyleme özgür­lüğüne değil, zorbalığa yaramış ve yirmiyi aşkın ulu­su susturmak bakımından özgürlük düşmanlarının ekmeğine yağ sürmüş. «İnsanlar birbirinin kardeşi­dir>> diyen kimseler, istemiye istemiye, binlerce yıl­dır eşi görülmemiş bir kölelik düzenine girişe hizmet ettiler; zorbalığa karşı koyamama, milyonlarca in­sanın kesilip biçilmesine yol açtı.
Aynen
Sonunda tatlılıkla çözümlenemeyen iş yumrukla halledilecektir. Ecdadımız, vaktiyle kararlarını bugünkü manasız barışçılık anlayışı içinde verseydi, şimdi elimizde bulunan milli toprağımızın üçte birine bile sahip olamayacaktık.
Reklam
İnsana yakıştırılan birbirine zıt pek çok özellik, örneğin kötülük ve iyilik, bencillik ve başkalarını da düşünme, cesaret ve korkaklık, savaşçılık ve barışçılık, cimrilik ve bonkörlük, vb. hep insanın içinde yaşadığı toplumun özellikleriyle belirlenir ve şekillenir.
Sayfa 60
Erkeksi davranışlar, kadınsı davra­nışlarla ilgili biyoloji, anatomi ve psikoloji temelli çalışmalar art­maya başladı. Güç, akıl, aktiflik, çatışmadan kaçmamak, şiddet uygulayabilmek, rekabet becerisi ve başarı tutkusu, teknolojik bilgiye ve uzmanlığa sahip olmayı istemek, risk alma ve macera peşinde koşma arzusu ve kahramanlık istencine sahip olmak, erkeklik belir­tisi olarak kabul edilmekteydi. Öte yandan duygusallık, pasiflik, barışçılık, anlayışlılık, şefkatlik gibi özellikler de kadınsılık belirtisi olarak tanımlanıyordu.
Kadınlar Neden Savaşa Karşı
Sırf kadın olduğumuz için barışçı olmamız gerektiğine inanmak, bize atfedilen bütün bu özellikleri de gönül rahatlığıyla benimsemek demek. "Barışçılık" efsanesine kendimizi kaptırdığımızda, kendimiz için bir şeyler istemekten, hayatımızı ve çevremizi dönüştürmekten geri durmak bizi bekleyen bir tuzak.
Sayfa 230 - dipnot yayınlarıKitabı okudu
88 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.