A^^

A^^
@baruut
"Düşeceksem, çok yükseklerden düşmeliyim. " #48060507 #41799609 #46181144
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
John Boyne, zorlukla kitap okuduğum dönemlerde daima kitaplarına elimin gittiği bir yazar. Bunun nedenlerinden en belirgini de kitabın her halükarda elimde akıyor oluşu. Tarih kitapları, ansiklopediler daima olayları saf bir gerçeklikle yansıtsalarda John Boyne geçmişte yapılan yanlışları bir de küçük bir çocuğun gözlerinden bizlere aktarıyor. Bu kitabında da Almanların Nazi kamplarında Yahudilere yaptıkları zulümden bahsediyor. O zamalarda 7-8 yaşlarındaki Bruno, tellerin ötesinde ne yapıldığından bihaber kendisine oradan bir arkadaş buluyor. Kitap bu Nazi karmaşasındaki iki saf, masum çocuğun dostluklarını anlatıyor. Yaklaşık birkaç günde bitirdiğim fakat etkisinden hala çıkamadığım bi kitaptır Çizgili Pijamalı Çocuk. Son sayfaları okurken ağlamamayı nasıl başardım bilmiyorum. Her cümlesinde sanki içimden bi seyler kopuyormuş gibi hissettim. Nefesimin kesildiğini dünmüş gibi hatırlıyorum. Ve bu hislerimi bu kitabın incelemesini yaparken, sonu ne zaman aklıma gelirse tekrarda hissediyorum. Mükemmel bir kitap.
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı ÇocukJohn Boyne · Tudem Yayınları · 202138,8bin okunma
Reklam
336 syf.
7/10 puan verdi
Çıktığı zamanlarda oldukça popüler olan kafesi hep okumak isteyip okuyamamıştım. Sonunda alabildiğimde ve başlayabildiğimde başından beri kendimi bir hayal kırıklığına hazırlamıştım. Aklımda bir son belirlenmiş bir şekilde okumaya devam ettim. Tabi ki de kitabın kurgusu farklı dikkat çekiyor vs. Ama bence tahmin edilebilir bir kitap. Okumaya başladıktan sonra 40 sayfa olmadan şöyle bitiyordur gibi bir tahminde bulunabiliyorsunuz. Fakat bir umut okumaya devam ediyorsunuz. Belki öyle bitmez diyerek. Hazırlanılmış bir hayal kırıklılığı olsa da yine de sonunu okuduktan sonra üzüldüm. Bu muydu? Gibi bir tepki oluştu. Herkesin bahsettiği ballandıra ballandıra anlattığı kitap bu muydu? Belkide büyük bir beklentiyle başladığım için de olabilir böyle bir tepki, emin değilim. Öğrenmesem böyle bi yorumda bulunuyorum, öğrensem nasıl ölmedi, ölse kitap böyle mi biter, ölmese dayabilse yine türlü türlü şey bulurmuşum gibi geliyor. Böyle de olunca okuyucunun hiçbir türlü tatmin olmadığı ortaya çıkıyor. Elbette bunu sadece bu kitap için söylüyorum. Kurgu böyle olunca eleştiriye açık olmalı diye düşünüyorum.
Kafes
KafesJosh Malerman · İthaki Yayınları · 201812,9bin okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Eski tenis yıldızı olan Suzze'nin Facebook sayfasında bebeğinin başkasından olduğuna dair yapılan yorum üzerine rock yıldızı olan eşi Lex'in ortadan kaybolması sonucu Suzze'nin Myron'dan yardım istemesiyle başlar. Sadece basit bir kaybolma gibi gözüken olay Myron'ı pek çok yalan ve sarsıcı gerçeklerle yüzleşmesini sağlar. Lex'i bulduğu gece kulübünde yıllardır görmediği biriyle karşılaşır. Kitty. Kitty Myron'nın yıllardır görmediği kardeşinin karısıdır ve Myron'a anlatması gereken çok şey vardır. Fakat Myron bunları öğrenmek için çabalarken Suzze'nin ani ölümüyle işler sarpa sarar. Kitap aslında yukarıda bahsettiğimden kat kat fazlasını barındırıyor. Yıllar önceki olaylar ile şu an gerçekleşen olaylar arasındaki bağlantı ustaca kurularak önünüze harika bir polisiye kitabıyla çıkıyor. En sevdiğim kitaplar arasında da yerini almış durumda. Yazarın olayları ilerletmek için bulduğu çözümler çok hoşuma gitti. Teknolojiyi kullanış tarzı da iyiydi. Her ihtimale karşı karakterlere eklediği B planları olmadı C planları daima olaylara farklı bi etkende bulundu. Hız kesmeden üstüne eklenen şaşırtıcı olaylar ve gizemler Myron'ı bir çıkmazdan diğerine sürüklüyordu. Benim en sevdiğim bölümlerden biri Myron'nın korkusunu kamufle etmek için kullandığı mizahıydı. Okurken tebessüm etmeme sebep olan sahnelerdendi.
Yüksek Gerilim
Yüksek GerilimHarlan Coben · Martı Yayınları · 2020892 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Madeleine, on sekiz yaşında, dünyayı tanımadan büyümüş bir kızdır. Balon bebek hastalığı denilen hastalığı yüzünden dünyaya alerjisi vardır. Yıllardır evin içinde tekdüze bir hayat yaşarken tüm hayatını yerinden oynatacak kişiyle karşılaşır. Olly. Olly'nin, sevecenliği ve atletikliği Madeleine'nın dikkatini üzerine çekmesine yetmiştir. Olly'se
Her Şey
Her ŞeyNicola Yoon · Pena Yayınları · 2016798 okunma
576 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Öylesine aldığım bi kitapken nasıl bu kadar beğenebildim? Türk yazar genelde okumam ama konusu ilgimi çekmişti. Aldım. 'Türk yazarlar fantastik roman yazamaz.' Lafını öyle bir yerle bir ediyor ki. Tek kelimeyle muhteşemdi. Kitapta bazı insanlar diğer insanların zihnine girebiliyor, rüyalarına bakabiliyor, değiştirebiliyor vs. Ve bu kişilere hırsız deniyor. Fakat yeni bir virüs çıkıyor ortaya ve hırsızların ölümüne sebep oluyor. Olaylar burdan itibaren başlıyor. Ne kadar fantastik bi kitap olsa da sonuna yaklaştıkça hıçkıra hıçkıra ağladığım bölümler var. Kitabı bitirdikten sonra 1 hafta etkisinden çıkamamıştım. Derin ve Nisan'ın Kaz dağına giderken uçağın camından bakışmaları gözümün önüne geldikçe gözlerim yaşarırdı. Türk yazar diye geceyim demeyin. Harika bir kurgudan mahrum kalırsınız.
Ayışığı- Hırsız
Ayışığı- HırsızÖzge Ilık Saltık · DEX · 201622 okunma
Reklam
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın daha arkasını okumamışken kitapçıda alıp ilk sayfasını açıp okumuştum. O ilk sayfasıyla beni içine çekti diyebilirim. Güzelliğinden değil. Bunu zaten tek sayfadan anlayabileceğimi düşünmüyorum. Sadece merak uyandırdı diyebilirim. Kitabı alır almaz okumaya başladım. Güzel bir dille yazılmıştı ki zaten Markus Zusak'ı severim. Tek solukta okudum diyebilirim. Başrolde hiçbir işe yaramayan denilebilecek birisi var. Sıradan olarak tanımlanabilecek en iyi kişi olarak o seçiliyor. Evine gelen iskambil kağıtları (as) onu bir yerden bir yere acıların ortasına götürüyor. Yalnızlığında boğulan yaşlı bir kadından tutun, her gece evinde tecavüze uğrayan kadına kadar. Sonuna kadar severek merak ederek okuduğum bir kitaptı. Unutabilirsem tekrardan okuyabilirim. Ufak şeylerde mutluluk vericidir. Hiç kimse sıradan değildir.
Hiç Kimse Sıradan Değildir
Hiç Kimse Sıradan DeğildirMarkus Zusak · Martı Yayınları · 20205,5bin okunma
297 syf.
6/10 puan verdi
Konusuyla okuyucuyu çeken bi kitap fakat okumaya başladıktan sonra sonu tahmin edilebilir ve herkese göre değişecek şekilde yorumlanabilir. Bunu dememin sebebi kitabın aslında ana karakterin günlüğü şekilde yazılması. Sonu kimileri için olması gereken gibi, kimileri içinse ya 3. Kişi anlatımından ya da o 6 kişiyi oraya koyan adamın anlatımından yazılarak bize 'neden, nasıl, amacı neydi?' Tarzı soruların yanıtlanması yönündeydi. Çünkü o kadar okuyorsunuz merak ediyorsunuz ve ortada bi cevap yok. Bilinmezlik çoğu zaman sinir bozucudur.
Ölüm Defteri
Ölüm DefteriKevin Brooks · GO! Kitap · 2017318 okunma