Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı, diyordu. İnsanlar böyle uyudukça, insanlar böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, insanlar, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hale düşecektir. Allah, başkaldır ya kulum, demiş ve insan onun
En güçlüler önünde baş eğme sakın, kral olsa bile adlan, sultan olsa bile, onlardır yaşanası dünyayı bize zından eden. Baş eğme! Nefret alevlensin içinde!
Reklam
Ceza hükümlerinin kesin hükme bağlanması kan gütmeyi önlüyordu. Selamlama ise Gök Türk yazıtlarında baş eğme ve diz çökme olarak ifade edilmiştir.
Tüm Dünyaya, Tüm halklara İthafen ..
Haykır acını ey halk Haykır acını ey halk, baş eğme haykır Bir yol kavşağındasın ve ancak Yaraların, haykırışlarla onarılır Bir yol kavşağındasın ve senin Değişmek için çırpınıyor kaderin Kuşan alnında biriken o kara teri Sırtında şakırdayan kırbacı kopar Soluk al, ışıldat o mazlum yüreğini Bak; korlaştı acıların, kozalandı Ey halk, parçala şu
Biz hem gökyüzünün, hem yeryüzünün çocuklarıyız. Bu gezegen üzerindeki varlığımız süresince tehlikeli bir evrimsel yük sırtlamış bulunuyoruz. Bu yük torbasının içinde saldırıya ve töreye yatkınlık, liderlere baş eğme ve yabancılara düşmanca davranış gibi kalıtsal eğilimler yer alıyor. Fakat aynı zamanda başkalarına karşı şefkat, çocuklarımıza karşı sevgi, tarihten bir şeyler öğrenme ve giderek zekâ ve yeteneklerimize bir şeyler katma eğilimlerine de sahibiz; bunlar da hayatta kalmamıza ve refahımızı sürdürmeye yarayan etkenler... Yapımızdaki bu eğilimlerin hangileri üstün gelecek bilmiyoruz...
Sanki, "Ben kızımın balerin olmasını asla istemem, bir balerinin neyi sunduğu ortadadır," diyen, beğenmediği heykeli yıktıran "sanat sevdalısı" baş amir, sanki başka bir ülkenin baş amiri.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Fikret Memioğlu:
“Haz bulduk vatanın tasalarında, Makam istemeyiz, dertler bizimdir. Baş eğme yok Türk’ün yasalarında, Zulme karşı duran mertler bizimdir. Millete adandık, dönek değiliz. Kolayca bükülür bilek değiliz. Bir kapıya bağlı köpek değiliz. Dağlarda aç gezen kurtlar bizimdir.”
Sayfa 80
Orta yol bilmiyorum; muhalif, kendinden emin, sert karakterlerle ilişkilerimde boyun eğme ile azimli bir baş kaldırı arasında hiçbir orta yol bilmiyordum.
Sayfa 541 - Can yayınlarıKitabı okudu
Alçak gönüllülüğü âdet edinirsen bütün cihan seni sever. Zenginler ve kuvvetliler önünde baş eğme. Eğer onlara kulluk edersen, şüphesiz dinin elden gider. Para için zengine meddahlık etme... Feridüddin Attar (Rh.a)
Hayat bir dizi rastlantı ve bizim o rastlantılarla birlikte nasıl var olduğumuz ya da olmadığımız. Önce günaydın, sonra biraz haz, biraz acı, biraz aşk, biraz hayal kırıklığı, biraz sıcaklık, biraz yalnızlık, biraz boğun eğme, biraz baş kaldırı ve ardından iyi geceler.
Reklam
Gerçekte diken, hanımeli çiçeklerine doğru eğilmiyor, hanımelleri dikeni kucaklıyordu. Ortada karşılıklı bir baş eğme yoktu; biri dimdik duruyor, ötekiler de ona boyun eğiyorlardı. İnsan, karşısında dik başlılık görmezse, hiç huysuzlanıp hırçınlaşabilir mi?
Sayfa 113Kitabı okudu
Özel mülkiyet mevcut olduğundan, Gök Türk Devleti'nde herkesin bir parça toprağa sahip olduğunu anlıyoruz. Çünkü bazı Türk boyları bugünkü Batı Türkistan'ın doğu bölgelerine yakın bir yerde bitki (ağaç, vb.) yetiştiriyordu. Kız çocuklarına da önem verilir, kızın miras hakkı çeyiz olarak koca evine giderdi. Gök Türk Devleti'nde savaşırken ölmek büyük bir şerefti, hasta yatağında ölmek istenmezdi. Ceza hükümlerinin kesin hükme bağlanması kan gütmeyi önlüyordu. Selamlama ise Gök Türk Yazıtları'nda baş eğme ve diz çökme olarak ifadesini bulmuştur.
Sayfa 153 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Hayır
Gerçekte diken, hanımeli çiçeklerine doğru eğilmiyor, hanımelleri dikeni kucaklıyordu. Ortada karşılıklı bir baş eğme yoktu; biri dimdik duruyor, ötekiler de ona boyun eğiyorlardı. İnsan, karşısında dik başlılık görmezse, hiç huysuzlanıp hırçınlaşabilir mi?
Sayfa 113
258 syf.
·
Puan vermedi
Platon’dan Jack London’a Mağara Alegorisi
Modern klasik eserler içinde yer alan 1906 yılında okurlarıyla buluşan eserin baş kahramanı beyaz diş adında Melez bir Kurt . Kahramanımızın Annesi ile Alaska’da kuzey topraklarında başlayan roman Beyaz dişin mağarada doğumu ile birlikte bambaşka bir hikayeye dönüşüyor . Yenidoğan Beyaz Diş’in Mağara serüveni bana Platonun Mağara alegorisini hatırlattı . Yazar bir roman yazmakla kalmamış sosyolojiye psikolojiye tarihe coğrafyaya dair pek çok anlatı paylaşmış. Eserde sevgiyi-nefreti gücü-zayıflığı zenginliği-fakirliği ,kabalığı-nahifliği açlığı-tokluğu kini-şefkati Aforizmalarla tecrübe ediyorsunuz 4 de 1 köpek kanına sahip bir Kurdun Köpek yanı sadakat boyun eğme ve evcillikle anlatılırken Kurt yanı özgürlükle sembolize edilmiş . Bu eserde Bir kurt anlatılsa da İnsanın hayatına duygularına mücadelesine şahit oluyorsunuz . Her yaşta okura hitap eden bu önemli eseri okumanızı tavsiye ediyorum. Dikkat edilmesi gereken şey her çeviri eserinde olduğu gibi yayınevi ve çevirmen .
Beyaz Diş
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Sisifos Söyleni
Mitolojide Sisifos; tanrılara baş kaldıran, sadece onlarda olan ölümsüzlüğü elde etmeye çalışan, ilahi sırları ifşa eden bir karakterdir. Hem büyük bir günahkardır hem de ölümü alt edebilecek kadar kurnaz ve zekidir. Sisifos yaşamıyla (mitiyle) Albert Camus'ya ilham olmuş, hayatın anlamsızlığını, varlığından zevk almak isteyen fakat her
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20208,3bin okunma
532 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.