Sevgilim Hayat
Yüzüme bak
ve yüzümü hırpala
yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak
sen
her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat
yaban, diri memelerinden ısırmak
Benim işte o çocuk
Ay’ı tutacakmış gibi uzatan elini
Benim işte o kahraman
Cem Sultan’la bir tutarım kendimi
Hepsini söylemeliydim hepsini
Düşündüğüm küçük şeyleri
Hayatım daima güzeldi
Kimse bilmeyecek şimdi
Nasıl yürüdüğünü bilmiyorum tenhalarda
Başaklar parmak uçlarımı arıyor, tarlalar ellerimi
Paslı bir mevsimden geçiyor kalbim
Ay tutulunca beklenmedik bir anda
İçimde kırılıyor alıngan pusula
Nasıl ulaşacağımı bilemiyorum
Keşfedilmemiş kara parçalarına
İnsan çıtır ekmeği ısırdığında,
Kırıklar dolar kucağına,
İşte orası umudun tarlasıdır.
Ve orada başaklar ağırlaştığında,
Sayısız ah dökülür toprağa.
İç ses, diye söylendim,
Ve ah dedim sonra,
Böyle ah demeyi beli bükük bir ahlat ağacından öğrendim.
Nasıl yüründüğünü bilmiyorum tenhalarda
Başaklar parmak uçlarımı arıyor, tarlalar ellerimi
Paslı bir mevsimden geçiyor kalbim
Ay tutulunca beklenmedik bir anda
İçimde kırılıyor alıngan pusula
Nasıl ulaşacağımı bilemiyorum
Keşfedilmemiş kara parçalarına