544 syf.
3/10 puan verdi
Beklentiyi Karşılamadı
Francis Petrel 20 yaşında iken ailesi tarafından zorla akıl hastanesine yatırılır. Şizofreni tanısı alan Francis burda samimi arkadaşlıklar kurar. Fakat bir gün akıl hastanesi bir cinayet mahaline dönüşür. Hemşire stajerlerden biri feci bir şekilde öldürülür. Olay ile geçmişte bir bağlantısı bulunan savcı Lucy, cinayeti araştırmak için akıl hastanesine gelir. Delilerin içindeki bu zeki ve cani adamı bulmak sandıkları kadar kolay olmaz. Francis cinayetin çözülmesi adına büyük adımlar atar. Ve yıllar sonra, evinin duvarlarına yaşadıklarını yazmaya başlar. Kitapta soru işaretleri bence tamamen çözülmedi. Bu hikayeye bu kadar sıradanlık getirmek başarısızlık olmuş. Çünkü hikaye öyle yerlere gidip bağlanabilirdi ki, heyecanım yarım kalmış oldu. 544 sayfa olan bir kitap, tamamen gereksiz detaylar, cinayetten bağımsız şeyler sunarak uzatılmış.
John Katzenbach
John Katzenbach
Şizofren
ŞizofrenJohn Katzenbach · Koridor Yayıncılık · 20122,244 okunma
·
Not rated
"Martin Eden", bir özyaşam öyküsüdür. Roman, baş karakter Martin Eden'in yoksulluktan çıkıp bir yazar olma mücadelesini anlatır. Martin, zeki ve çalışkan bir denizci olarak başlar ancak edebiyata olan ilgisiyle kendini geliştirmeye başlar. Ancak yükseldikçe, toplumun ve entelektüellerin beklentileriyle başa çıkmak zorunda kalır. Roman, sınıf farkları, entelektüel zorluklar, aşk ve bireysel kimlik arayışı gibi temaları işler. Martin Eden'in hikayesi, hem bireysel başarı ve başarısızlık üzerine düşündürürken hem de toplumsal yapının eleştirisini yapar.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392.2k okunma
Reklam
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 80 days
Herkese Merhaba!
Daha önce başladığım fakat yarım bıraktığım kitaplardan biriydi. Halbuki şimdi başlayıp saatler içinde okuyup bitirdim. Bazı kitapların zamanı vardır arkadaşlarım. Bu bir gerçek. Vaktinde okunması gereken bir kitap. Yakıcı etkileri olabilir. Okunup geçilecek bir kitap olduğunu asla düşünmüyorum. Çok fazla psikolojik unsurla birlikte insanı düşünmeye iten unsurlarda barındırıyor. Kendini çocukluğundan beri bir başarısızlık abidesi olarak gören, aristokrat bir ailenin oğlu Oba Yozo hem evde hem de okulda büründüğü “soytarı” rolüyle var olmaya çalışır. İnsanlığımı Yitirirken’de topluma dahil olmayı beceremeyen, her şeyi eline yüzüne bulaştıran, çevresindeki herkesi hayal kırıklığına uğratmaya mahkûm bir ötekinin acıklı hikâyesini anlatıyor. Öncelikle kitapta karamsar bir ruh hali görüyoruz. Bu karamsar, çelişkili ruh halini maskelemek, insanların içine karışmak için ise takılan bir maske var. Okuyacaklarınız bir insanın maskeli ve maskesiz öz halidir. Ayrıca kitabın formatı çok güzeldi. Başını ve sonunu detayları kaçırmadan okumanızı öneririm. Kitap içeriği bakımından kolay okunmuyor olsa bile dili son derece akıcıydı. Eğer konusu sizi çekerse elinizden bırakabileceğinizi sanmam :) Karakter sayısı çok ideal, kafa karıştırmıyor, yormuyor. Bu durum benim için kitabı ve yazarı sevmemin bir diğer nedeni oldu. Her okura tavsiye edebileceğim bir kitap. Keyifli okumalar…
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334.7k okunma
400 syf.
·
Not rated
Kitap ilerledikçe kitapta bahsi geçen çoğu şey adeta yapboz parçaları gibi oturmaya başladı. Kitabı bitirdiğim zaman hala tamamlanmamış ve anlam veremediğim şeyler vardı. Kafka çok karamsar bir insan ve bunu her kitabında açık şekilde görüyoruz. Dava'nın kahramanı Josef neyle suçlandığını bir türlü öğrenemeyerek yavaş yavaş karamsarlığa bürünüyordu, kadastro memuru Bay K. 'da da, Gregor Samsa'da da görülüyor. Dediğim gibi bu kadar karamsar bir insanın başka bir insana bu kadar derinden hatta belki de bizim tam olarak anlayamayacağımız türden aşk beslemesi beni şaşırttı. Ben aralarındaki bu aşkın sebebini biraz da hayatta yaşadıkları sevgi boşluğuna bağlıyorum. Kafka'nın içindeki ilgi ve sevgi boşluğunu bir türlü babası yüzünden dolduramaması, Milena'nın babası tarafından hastaneye kapatılması, üstüne bir de ikisinin de ilişkilerinde yaşadığı başarısızlık ve mutsuzluk... Aralarındaki bu büyük ve bir o kadar ihtişamlı aşkın sebebi acaba kavuşamamaları yüzünden olabilir mi? Eğer bu yüzden ise "Seversin, kavuşamazsan aşk olur" cümlesinin doğruluğuna kanıt olur. İlk 100 sayfasında tek taraflı olduğu için anlayamadığım yerler olsa da, bu kitabın eleştiri yapılabilecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Milenaya mektupları okuduktan sonra Kafka hakkında çok farklı şeyler düşünmeye başladığım ve mutlaka bir daha okumak istediğim bir kitap oldu. Herkese çok şiddetle tavsiye ederim
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202355k okunma
88 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 hours
"Dünya, acımasızca kapanan bir midye kabuğudur."
》Kitapta ismindeki gibi üç öykü ve bir de sonunda da kısa bir deneme diyebileceğimiz yazarın görüşleri olan bir kısım var. 》İlk hikaye Derinlik Baskısı. Yetenekli bulunsa da derinliği olmadığı düşünülen, bu yüzden eleştirilere maruz kalan, buna dayanamayıp yavaş yavaş hayata küsen bir sanatçı anlatılıyor. 》İkinci hikaye Bir Çatışma Öyküsü.
Üç Buçuk Öykü
Üç Buçuk ÖyküPatrick Süskind · Can Yayınları · 2012568 okunma
517 syf.
·
Not rated
·
Read in 41 days
İçsel Bir Yolculuğun Hikayesi Jack London'ın dokunaklı romanı "Martin Eden", hayatın karmaşıklığını ve insanın içsel çatışmalarını başarılı bir şekilde anlatıyor. Bu eser, sadece bir karakterin hayatını ele alıyor demek esere haksızlık olur, aynı zamanda insan doğasının derinliklerine doğru bir keşif yolculuğu da sunuyor
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392.2k okunma
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.