Doğuştan eğlenceli, neşeli ve dünyayı seven bir karakteri vardı ama kesintisiz talihsizlikler ve başarısızlıklar onun yeryüzündeki herkesin mutluluk içinde yaşamasını ve başka türlü yaşamaya cesaret etmemesini öyle ateşli bir şekilde istemesine yol açmıştı ki hayattaki en küçük uyumsuzluk, en küçük başarısızlık onu hemen bir tür deliliğe süruklüyordu ve o bir anda, en parlak umut ve fantazilerden sonra, kadere lanet etmeye, eline ne geçerse, her şeyi kırıp dökmeye ve başını duvardan duvara vurmaya başlıyordu.
Katıksız mutluluk kaynağı, en asil ve en enerjik duyguların mimarı şudur: Kendi gücünü hissetmek, iyi eğitilmiş bir insan olmak, çevresine ve ülkesine büyük hizmetler vermek için muhteşem bir şekilde hazırlanmış olmanın gururu. Özgürleşme adına verilen bu savaşta başarısızlıklar da başarı kadar değerlidir. Fakat genel görüşlerden uzaklaşma zamanı artık. Belli iradelere belli davranışları iliştirmek, monte etmek mümkün. Tersine, istenmeyenleri bozmak da mümkün. Buradan da şunu anlıyoruz, insanın kendi kendine iradesini terbiye etmesi mümkün.