Büyük Terörist ABD-İSRAİL'in T.C'yi bölmek parçalamak üzere oluşturduğu ve bugün de Tırlar ile silah, mühimmat, her türlü harp araç ve gereçleriyle destek vermiş olduğu Terör örgütü bebek katili PKK'nın kanlı eylemlerini unutmadık..
Kaç yıldır devam eden gündem konularına bakın; en yakın hatırlanan ve hatırlanacak olanlar : 2 Temmuz Madımak , 5 Temmuz Başbağlar katliamı. Ya sonrasındaki yaşanan bir kaç günün acısı? Ankara'da Eylül , Ağrı'da Leyla . Hak edilen öfke, linç istekleri, kimyasal hadımlık, idam. Kahretsin. Ne desek, ne düşünsek hatta ne istesek boş gibi. Hepsi için ise sadece bir kaç çaresiz kelime : Lanet Olsun Kötülük. Lanet Olsun Merhamet Yoksunu İnsanlık.
Unutmak, Unutturmak En Kolayı :(
Roman'nın konusu. Hamile karısını köprü olmadığı için hastaneye yetiştiremeyen, doğum sırasında eşini kaybedip öksüz bebeğiyle başbaşa kalan bir vatandaş, valiye çıkıp durumu anlatır. Bebeğe bakamayacağını, ona valinin sahip çıkması gerektiğini söyler. Bu olayla vali "Gidemediğin yer senin değildir." anlayışıyla köprünün yapılması için kolları sıvar. Müdendis aramaya, Erzincanlı işadamlarından maddi yardım sağlamaya çabalar. Fırat'ın bir yanında bu olaylar yaşanırken diğer yanda Başbağlar Katliamı meydana gelir. 33 kişinin öldüğü, cami ve evlerin yakıldığı bu katliamla birlikte köprünün yapılması vali için en temel ihtiyaçların başında gelir. Gece gündüz azimle çalışırak halkın sevgisini de kazanır. Yaşadığı dönemde farklı fikirleriyle "Süper Vali" olarak anılmış Recep Yazıcıoğlu.
Yaşanmış olaylardan bahsedilmesi kitabı daha etkileyici kılmış. Kitapta valinin hayatının yanı sıra, yöre insanının hayatı, terör, alevi-sünni gibi olaylara da değinmiş.
Ne muhteşem bir kitap.Yine bilgi yüklü,tarih,genel kültür,biyografi,terör,yoksulluk,çaresizlik,yurdum insanı,bürokrasi konularının yer aldığı dolu dolu bir kitap okudum.Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nuj zorlu yılları,atlattığı badireler,inatla ve istikrarla sarıldığı görevi sayesinde inşa edilen Başpınar köprüsü.İçinde Başbağlar katliamı da vardı ve gece uykumu kaçırdı.Ne çok katliam var tarihimizde.Köprünün yapım tekniğine herkes karşı gelirken,davasından asla vazgeçmedi vali Yazıcıoğlu.Ve öyle bir heyecanla anlatıyor ki yazar köprünün montajını ve açılışını,sanki o anı ben de oradaki insanlar gibi yaşadım.Her an bir aksilik daha olacak diye gerildim,heyecanlandım.Yakın tarih olmasından dolayı bence herkesin okuması gerekiyor.
Yeni petrol anlaşması için Türkiye ve Azerbaycan'ın Eylül ayında randevulaşması üzerine, bu kez 2 Temmuz'da 37 kişinin katledildiği Sivas olayları, 5 Temmuz'da misilleme yaparcasına 33 Sünni köylünün öldürüldüğü Başbağlar katliamı yaşandı.
Maalesef Ülke olarak yakın tarihimize baktığımızda geride birçok acı bıraktık. Bu acıları yaşayan insanların çoğu hala içimizdeler. Bazen bu insanlarla denk gelip acılarını dinleme fırsatımız oluyor. Duyduklarımız karşısında o kadar şoka uğruyor ve elem duyuyoruz ki o insanların o acıları yaşamasının ne demek olduğunu o zaman anlamaya çalışıyoruz.