Zweig hayatı boyunca savaşa karşı çıkmış ve düşüncelerini ömrü boyunca yaymaya çalışmış. Bu kitabında da savaşın insan ruhuna, zihnine neler yaptığını ince ince anlatmış. Her zaman ki gibi psikolojik bir öykü bu da. Diğerlerinden farklı geldi bana. Bir kişinin değil bütün insanlığın psikolojisini ve hayatını ele almış temel de.
Kitapta Ferdinand adında askere alınmamak için İsviçre'ye kaçmış bir adam var. Lakin konsolosluktan mektup gelince kendini mecbur hissedip savaşa gitmeye kalkıyor. Karısının dur, yapma, gitme demelerine aldırmıyor. Bir robot, bir köle gibi itaat etmeye çalışıyor ama karısı sürekli onu durdurmaya, onun özgür biri olduğunu söyleyerek onu inandırmaya çalışsa da adamın içindeki bir şeyler çoktan çekip gidiyor bile.
Aklı başına gerçeklerin ne olduğunu görünce geliyor ama hangimiz böyle yapmıyoruz ki? #ajiteokur
50 sayfalık bir öykü ama yine başım çatladı bitirene kadar. Neden bilmem Zweig okudum mu böyle oluyor, gerçeklerle yüzleşmek hâlâ ağır geliyor sanırım. Her seferinde karakterin yerine kendimi koyduğumdan çok fazla ders çıkarıyorum.
Diğer kitaplarına oranla daha çok şey katacak bir kitap. Kesinlikle tavsiye ederim.
Sevgiyle, kitapla kalın.