Yalnız kendi başın mı dertli sanırsın,
Gölgesi yeryüzünde avare insan?
Taş da istemezdi yosun tuttuğunu;
Solmakta her çiçek kokusu uçunca.
Tasadır ağaca rüzgârda yaprağı;
Her kuş yanar az çok ölen yavrusuna;
Sivrisinek de halinden memnun değil;
Vızıltısı şikâyet makamındadır.
Gönlümüzün Kapısı
Cemal Süreya Darphânede müdür, paranın yerinde şair müdür.
Bütün yolsuzlukları tespit edip rapor eder, Ankara’ya gönderir, mükâfat bekler, ama ses yok..!
Bir daha yazıp, bir daha gönderir.
Çok geçmeden zamanın bakanı Darphâneyi teftişe gelir. Gelir ama Cemal Süreya’nın elini bile sıkmaz.
-“Bu kapının arkasında ne var..?” diyerek bütün odaları dolaşır. Cemal Süreya’ya hiç muhatap olmaz, yardımcılarına sorar;
“Bu kapının arkasında ne var, burada ne var..?” derken, iki saat kadar dolaşır ve gider.
Giderken Cemal Süreya der ki:
“Bir kapı var ki, onu size hiç açmayacağız..”
-“Hangi kapı, ne kapısı..?” der bakan.
“Gönlümüzün kapısı..!”
Bakan gider, bir rapor hazırlar:
-“Darphâneyi gezdim, çok pis buldum.
Müdür Cemalettin Seber’i (Cemal Süreya) görevden alıyorum.”
Cemal Süreya bu yazıyı alınca bir basın toplantısı düzenler ve der ki:
“Bakan haklı, gerçekten de o gün şanlı Darphâne, tarihinde ilk defa kirliydi. O da Sayın Bakanın burada teftişte olduğu saatlerdi..
#SunayAkın
Ölüm yıldönümünde
(1931-9 Ocak 1990)
Cemal Süreya'yı saygıyla ve özlemle anıyoruz.. 🤲💐🖤
Ey gönül kuşa benzerdin
Kafesler sana dar gelir
Bir yerde durmaz gezerdin
Hapislik sana zor gelir
Bakmazsa senin yüzüne
Çok görme elin kızına
Dışarda serbest gezene
Hapiste yatan hor gelir
Birisi önümde durup, hüküm Allah'ın, başın sağ olsun, dediğinde babam yeniden ölüyordu çünkü. Sonra bir başkası geliyor yeniden, bir başkası geliyor yeniden, yeniden, yeniden ölüyordu.