Dünya görüşümüzü kurulularımızda somutlaştırdık ve şimdide onların tutsaklarıyız. Fabrikalar, basın-yayın araçları hastane­ ler, yönetimler ve okullar, dünyayı görüş tarzımızı kontrol altına alacak şekilde paketlenmiş ürün ve hizmetler üretiyorlar. Biz -ya­ni zenginler- ilerlemeyi bu kurumların büyümesi olarak algılıyoruz.
Reklam
En komiği de ne biliyor musunuz Diamond tema programda diyor ki şeriat yönetimi olsa bu programdan sonra kellem gider benim. Bakın ben şeriat meriat anlamam ama adamın videolarına kısaca baktım, demediği kötülük yok, Hazreti Musa diye biri gerçekte yaşamamış, Hazreti Muhammed 9 yaşında kızla cinsel ilişkiye girmiş Kuran uydurmaymış vs. Bu sözlerden sonra tabii ki başın belaya girer çok bile dayandın ne yapacaktık çiçek yaptırıp plaket mi verecektik. Öldürmek çok olur buna karşıyım, ama susturulması keskinlikle gerekiyor. Ya ispatla ya da sus denen...
"O kadar şeker bir yüzün var ki âdeta bir melek gibi görünüyorsun. Acımasız bir katilin tam tersi bir görüntü," dedi Kalisa gülümseyerek. Gülümsediği anlar nadir olduğu için aceleyle ona döndüm. "Acımasız katiller nasıl görünür peki?" Kalisa omuzlarını silkti. "Cehennemden sürünerek çıkmış gibi görünürler hayatım, cennetten inmiş gibi değil." "Bana böyle iltifat etmeye devam edersen şımarırım ama Kalisa. Sahada gör bakalım bir de beni. Şeytan mıyım melek mi?" "Başın belaya girdiğinde de düşmanlarına böyle nazlanıyor musun Kurabiye?" İğneleyerek beni harekete geçirmeye çalışıyordu. Bana güçsüz olduğum imasında bulunarak aksini kanıtlamaya çalışmamı istiyordu ancak kelimelere ancak siz güç verirseniz güçlü olurlardı. Kalisa'nın sözleri benim için bir hiçti. Yine de ona bir ders vermenin çok da fena olmayacağını düşündüm. Bir yılanı korkutmayı başarırsanız bir fareden farkı kalmazdı.
“Her felakete hazır ol, korkma! Hazır ol! Sen ki insansın, başından çok geçti ve her şey geçecek: yalnızlık, sefalet, hastalık türlü mahrumiyetler, aşk, ölüm ve ölümler, zillet, perişan olmak, namütenahi perişan olmak… sen ki, insansın, bunlara hepsine mahkumsun. Korkma, sen ki insansın, başın daima alev içindedir, onu geriye çekme, bilakis daha içerilere, daha büyük alevlere sok, korkma, hazır ol, korkma elinde büyük bir ferman var: vazgeç! Hiçbir şeye edebi bağlanma. Her şey senden kopacaktır. Neye maliksin? Hiç. Neye malik olacaksın? Hiç. Bununla beraber her şey senindir, her şey insanındır.”
Müfid anlattıktan sonra sordu: “Onu bir kere sevmemiş olmalıydım, değil mi? Ali hararetle cevap verdi: “Hayır, daima, kimi ve neyi olursa olsun seveceksin. Daima her şeye malik olmak isteyeceksin, namütenahi isteyeceksin, ihtirasların alabildiğine koşsunlar, ilerlesinler, kendini unut.” Fakat bil ki başın taşa çarpacak. Muhakkak sukutuhayal var: ya sevgilinin bayağılığı ya kuvvetli bir rakip, onun karşısında senin bayağılığın, sevgili ve dost ihanetleri, muhakkak. O vakit dur, vazgeç, istihfaf et. Derin bir feragata kabiliyeti olanlar, derin bir aşkla sevmekten korkmayabilirler.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.