Peki ya evrende yalnızsak?
Bir gün aklıma şu tuhaf düşünce geldi; "Peki ya evrende yalnızsak?" Aramızda en kuşkucu olanlar bile, belli belirsiz bir şekilde, Dünya dışı halkların var olabileceği ve biz, Dünya insanları, başarısız olursak başka bir yerdeki, belki de çok uzaktaki, zeki varlıkların başarılı olacağı fikrine sıcak bakar. Ve bu düşünce çok iç rahatlatıcıdır... Ama ya yalnızsak? Gerçekten yalnız? Ya uzayın sonsuzluğunda canlı ve zeki başka hiçbir şey yoksa? Ya bütün gezegenler Güneş sisteminde gözlemleyebileceğimiz gezegenler gibiyse... Çok soğuk ya da sıcaklarsa, gaz halinde olan magmalardan veya kayalık yığışımlardan oluşmuşlarsa? Ya Dünya üzerindeki deneyim başka hiçbir yerde gerçekleşemeyecek kadar olağanüstü bir dizi rastlantı ve tesadüften ibaretse? Ya bu, eşsiz ve tekrarlanması mümkün olmayan bir mucizeyse? Bu demektir ki, başarısız olursak, gezegenimizi yokedersek (ki bir süredir nükleer güç, hava kirliliği vb. sayesinde bunu beceriyoruz) başka hiçbir şey varlığını sürdürmeyecek, geriye hiçbir şey kalmayacaktır. Bizden sonra, belki de aynı partiyi tekrar oynama olasılığı olmaksızın "the game is over" yazısını göreceğiz. Belki de biz en son şansız. Öyleyse hatamız korkunç olur. Dünya dışı canlıların var olmaması, var olmalarından çok daha rahatsız edici bir fikirdir... Ne sersemletici bir konu ama. Ve aynı zamanda ne büyük bir sorumluluk. Belki de en yıkıcı ve en eski mesaj işte budur; "Evrende belki de yalnızız ve şayet başarısız olursak başka hiçbir yerde hiçbir şey var olmayacaktır."
Edmond Wells,
Mutlak ve İzafi Bilgiler Ansiklopedisi, V. Cilt