Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bugün uzmanlar arasındaki yaygın görüşe göre cinsiyet (sex) doğuştan getirilen biyolojik/fizyolojik farklılıklara işaret etmektedir. Cinsiyete dayalı sosyal roller (toplumsal cinsiyet/gender) ise toplum tarafından inşa edilmektedir. Toplumsal cinsiyet kuramcılarına göre, cinsiyete dayalı roller, içinde bulunulan kültür tarafından şekillendirilmektedir. Bazı kültürler toplumsal cinsiyet ayrımcılığını pekiştirecek bir biçimde cinsiyet rollerini topluma aktarmaktadır. Dolayısıyla bu algıyı pekiştiren her değer sistemi değiştirilmelidir. Burada aşağıdaki soruların çok dikkatli bir şekilde cevaplandırılması gerekmektedir: • Kadın ve erkek arasındaki cinsiyet farklılığının insan psikolojisine, bireyin davranışlarına ve sosyal yaşamına yansıması mümkün müdür? • Kadın ve erkeğin cinsiyet farklılıklarının toplumsal cinsiyet algısına yansımaması mümkün müdür? • Toplumsal cinsiyet algısındaki farklılık, kaçınılmaz olarak toplumsal cinsiyet ayrımcılığını doğurur mu? • Cinsiyetten gelen farklılıklar, toplumsal cinsiyet algısında nasıl sıfırlanacaktır? • Cinsiyetten gelen farklılıkların cinsiyet rollerinde bir farklılaşmaya yol açmayacak bir biçimde kurgulanması ne kadar mümkündür? Bu sorular bizi, bir başka temel tartışmaya; toplumsal cinsiyet konusunun bilimsel mi yoksa politik bir konu mu olduğu tartışmasına götürmektedir.
Rahmetli dedem "Biz Ehli sünnet mezhebik, Bektaşi meşrebik" derdi sık sık. İçinde yaşadığımız coğrafyada Hz Ebubekir ve Hz Ali yolunu farklılaştıranlara inat o, Hacegan yolunun bunları yekpareleştirdiğini belirtir, Ahmet Yesevi ve Hemedânî üzerinden Nakşîliğin ve Bektaşîliğin nasıl bir birlik arz ettiğini ısrarla anlatırdı. Meşrepteki farklılığın mezhepte farklılık olsa da dinde farklılık olmadığının altını çizerdi. Çünkü aynı yolu farklı yürümek başka olsa da maksut ve gaye başka değildi. Hikmet dağı Hacı Bektaş Veli ~Dursun Çiçek
Reklam
194 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Mitolojik, Şiirsel, Destansı Bir Yolculuk Öyküsü: Argonautika
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık. Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.” -Rodoslu Apollonios 1. Giriş: Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
Argonautika
ArgonautikaRodoslu Apollonios · İş Bankası Kültür Yayınları · 2018151 okunma
Yalnız olanla olmayan adeta aynı dünyada bulunmaz diyebiliriz çünkü ruh halindeki farklılık dünyayı, birbirini ve içinde bulundukları durumu farklı deneyimlemelerine neden olur. Ludwig Wittgenstein, Tractatus logico-philosophicus adlı eserinde şöyle yazar: "Mutlu insanın dünyası, mutsuzunkinden başka bir dünyadır." Aynı şey yalnız insanın dünyası için de söylenebilirdi.
Sayfa 57 - Redingot KitapKitabı okudu
Erkeklerin ne işe yaradığı sorusu bir klişe gibi görünebilir. Aslında bu soru toplumumuzdaki hassas bir noktaya dokunuyor. Kadınlar, erkeklerin kendilerinden menkul statülerine artık katlanamıyor ve karılarıyla çocuklarından çok kendine bakan erkekleri eleştiriyorlar. Bu soru antropologlar için de çok önemli bir kuramsal sorun oluşturuyor. Eşlere ve çocuklara sunulan hizmetler açısından bakıldığında, çoğu memeli türünde erkeklerin sperma fışkırtmaktan başka işe yaramadıkları görülüyor. Çiftleştikten sonra dişiden ayrılıyor ve yavruları besleme, koruma ve eğitme yükünü tamamen dişilere bırakıyorlar. Ama insan erkekleri çiftleşmeden sonra da (genellikle ya da çoğunlukla) eşlerinin ve yavrularının yanında kalmaları açısından farklılık gösteriyor.
Sayfa 99 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Farklılık, kişinin birlikte yaşayabileceği bir şeydir; yeter ki kişi, bu farklı dünyanın da, tıpkı bizim gibi, “anahtarı olan bir dünya”, bizim ki gibi düzenli bir dünya olduğununa; ya dostların ya düşmanların yaşadığı, manzarayı bulandıracak ve eylemi karıştıracak melez hiçbirşeyin olmadığı, henüz bilinmeyen, fakat gerekirse öğrenilebilecek kural ve bölümleri olan, sadece başka bir dünya olduğuna inansın.
Reklam
Bir saplantı halinde sevmezdi herkes gibi olmayı mühendis. Birbiri gibi düşünen, davranan, giyinen, hiçbir farklılık, ayrıcalık göstermeyen, sürünün bir başka koyunu olmaktan öte gidemeyen, ufuksuz, korkak, dar kafalı ve tutucu insanları, herkes markasıyla damgalanan prototipleri, hiç ama hiç sevmezdi.
Sayfa 171Kitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.