"öyle bir zaman gelecek ki.." İste tam da o zamandayız
ALLAH RESÛLÜ’NÜN AHİR ZAMAN ÜMMETİNE İKAZLARI Hadis kitaplarında “Kitabu’l-fiten ve’l-melahim” başlığı altında ahir zamanda meydana gelecek bir kısım kötülük, ahlaksızlık ve fitneleri bildiren hadislere yer verilmiştir. Bunlara “kıyamet alametleri” de denilmiştir. Bu hadislerde ümmet arasında ortaya çıkacak dinî ve siyasî alandaki bozulmalara,
Emperyalizme silah çekmiş devrimcileri ezilen Türkiye halkı değil, fakat emperyalizm itham eder. Biz burada Türkiye halkı tarafından değil, emperyalizmin jandarması iddia makamı tarafından itham ediliyoruz. Ve ne kadar acıdır ki, jandarma, savcı, emperyalizme silah çekmiş Mustafa Kemal’in adını ağzından eksik etmiyor. Ne kadar acıdır ki,
Reklam
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
Prof. Dr. Teoman Duralı'dan çok mühim tespit: "Atatürkçülüğün yeniden yükselmesi son İstanbul seçimlerinden sonra değil, 15 Temmuz kalkışmasından sonra ortaya çıktı. 15 Temmuz, çok sinsice tasarlanmış bir olaydı. Müslümanlığın tutunacak dal olmadığı, yani ona dayanarak bir yere varılama-yacağını tebliğ maksadıyla hazırlanmış bir oyundu. (...) Evet, birçok kuşu bir taşla indiriverdiler. Müslümanı Müslümana kışkırtarak toplum içinde bir güven bunalımı oluşturdular. Bu güven bunalımı içerisinde halk nereye gideceğini şaşırdı. Hâdise bundan ibaret. Bunun sonucunda “Türkiye’nin biricik kurtuluşu Kemal’dir, Kemalcilik’tir. Başka çıkış yolu yoktur” denilmeye başlandı. (...) (Peki, bugün Atatürkçülüğü tebarüz ettiren erozyon, zemin kaybı nasıl durdurulur? Yirmi yıldır iktidarda ama hâlâ okul kitaplarına sözünü geçiremeyen bir zihniyet söz konusu. Ne dersiniz?) Bu iktidarın en büyük zaafı eğitim-öğretim siyaseti olmuştur. Yirmi yıla yakın iktidar döneminde dört veya beş kere öğretim planı, programı değişti. Bilmem kaç kere bakan değişti. Bu son derece mühim, dikkat isteyen bir alandır. Her şey buradan başlıyor çünkü." (Gerçek Hayat Dergisi röportajı)
Köy Enstitülerinde Kız Öğrenciler.
"Oysa o köylü Fatmalar, Ayşeler, Kezbanlar nasıl bir okuyup adam olma çabası içindeydiler. Bin yıldır ezilmiş, hakları çiğnenmiş Anadolu kadının onurunu kurtarmak gayretindeydiler. Çoğu yalınayak, şalvarla, kir pas içinde gelir, bir iki yıl içinde, enstitünün çalışma temposuna girer, kafasını, elini kolunu işlettikçe açılır, uyanır ve
Kaybettiğim şey benim için o kadar büyüktü ki ilk önceleri bunu bir türlü anlayamadım. Ne de hayatımdaki neticesini ölçebildim. Sade içimde simsiyah çok ağır bir şeyle dolaştım durdum. Sonra bu haraplığa daha başka bir duygu, bir çeşit kurtuluş duygusu karıştı. Bir baskıdan kurtulmuştum. Emine bir daha ölemezdi. Hatta hastalanamazdı da. Orada zihnimin bir köşesinde olduğu gibi kalacaktı. Hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felaket gelebilirdi. Fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu. Her an onun hastalığının arasından etrafa bakmayacak, o azapla yaşamayacaktım.'' 'Olabilecek şeylerin en kötüsü olmuştu. artık hürdüm.'
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Reklam
1.000 öğeden 921 ile 930 arasındakiler gösteriliyor.