"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Öncelikle başlığı merak ediyorsunuzdur. Bu cümle 4 yaşında bir kızın, ablasının öğretmenine kurduğu cümle. Olayı kısaca özetleyeyim size.
"-Sana dondurma almamı ister misin?
+İstemem.
- Aaa yemek de yemek istemiyorsun! Hasta mı oldun sen birtanem?
+Yemek yemek istiyorum. Dondurma istemiyorum. Onun içinde süt var. Süt istemiyorum.
- Hay
Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
“kaliteli okur” um ben söylemlerinden sonra da “Kaliteli müzik” dinleyicileri çıktı bir de sitede.
Ben herkesin okuduğunu okumam, farklı olanı okurum “çünkü kaliteliyim”
Ay dinlediğim müzikleri öyle herkes bilmez “kaliteli müzik” dinlerim ben.
Çoğunluğun sevdiği herhangi bir şeyi sevmekten ödünüz kopuyor. En marjinal benim diye dolaşıyorsunuz ortalıkta. Kriteriniz hep başkaları. Bir şeyi sevip sevmemeye bile onu seven diğer insanlara bakıp karar veriyorsunuz.
Başkalarını çok kolay yargılayabilen insan karakteri belirli bir psikolojiye aittir.Muhtemelen kendine dair çok temel bir meselesi vardır ve ona kördür.Kendinize kör olduğunuz zamansa, başkaları hakkında ekstra ilgi geliştirirsiniz.
Neyse ki Dostoyevski'nin , Öteki/Öteki Ben/İkiz gibi isimleri olan kitabını da bitirdim ve incelemesini yazabiliyorum. Neymiş, Dostoyevski'ymiş de, insan psikolojisinden en iyi o anlarmış da. Bakıyorum diğer incelemelerine kitabın, yere göğe sığdıramamış herkes. Ne alakası var kitabın Dövüş Kulübü ile. Altı üstü bir devlet memurunun maceralarını
Son zamanlarda sıklıkla rastladığım bir kitaptı Bülbülü Öldürmek. Bir modern klasik fakat daha çok ‘klasik’ tadında. Neredeyse yarısına yakın bir kısmının Oliver Twist vasatlığında olduğunu söyleyebilirim. İkinci bölüm beni kitaba bağlayan etken oldu ve sonuç olarak beğendim.
Kitap, 1930’ların Alabama’sında geçiyor. 9 yaşındaki bir kız çocuğu
"Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz