Ferdinand ve Paulanın aşkı ve savaşmaya mecbur bırakılan bir ressam... Kitap fuarında Martin Eden'i okumuş bir kızın yanındaki arkadaşına çok güzel kitap demesi üzerine dayanamayıp konuşmalarına katılıp üzerine biraz konuştuktan sonra, o kızın bana Martini sevdiysen bunu da seversin tavsiyesiyle aldığım kitap..
Paula'ya hayran kaldım; o dik duruşu, eşini eşine karşı korumaya çalışması, inanmadığı şey uğruna ölmeyi korkaklık görmesi, çok sert rest çekmesine rağmen son ana kadar(sırt çantası savaşı) eşini durdurmaya çalışması -ki biz olsak bu aşamada gururumuzdan yine vazgeçerdik- Karşı tarafın verdiği her savaşa rağmen bazı insanların bazı şeyleri sadece yaşayarak anlıyor olması... Bunda aklıma şu güzel söz gelir "her şeyi tecrübe etmek aptallıktır.Bazen başkalarının tecrübesinden ders çıkarmak daha iyidir."
Resmen ortada olan bir savaş için başkalarının tecrübesine bile gerek yok; "Onlar için sadece bir sayıdan ibaretsin ama benim için kanlı canlı buradasın,sevdiğimsin" dediği yer Paula'nın..
Kısaca özgür olmak ve özgürlük için irade göstermek...
*Dibinnotu: Stefan Bey'in, birilerinin hayatından gözümüzün önüne kısa bir kesit olarak koyduğu noktaya bu kadar dalıyor olmamız çok ilginç değil mi? Kısacık bir kitap ama içine mutlaka alıyor bizi...