...
Emir gelmeden bir anda dizlerimin üzerine kendi isteğimle yavaşça çöktüğümde Tugay öfkeyle bana baktı. "Sizinle aynı konumda olmaktansa," dedim Başkan'a doğru bakarak. "Tugay Demir Çeviker ile aynı konumda olmayı yeğlerim şu an çünkü onunla aynı yolda yürüyoruz." Gözlerim Tugay'a döndü. "Bakma öyle," dedim omzumu indirip kaldırarak. "Kimine göre itibar, bana göre seninle göz göze gelmek. Senin diz çöktüğün yerde ben ayakta kalmam."
Dinleyiciler, şaşkınlıklar, ağzımdan çıkan cümleler o an umurumda bile değildi. Nasıl anlaşıldığı da öyle. Tugay'ın çatık kaşları gevşedi ve yine gülümsedi. Bu kez ona karşılık verdiğimde dışarıdan normal görünmediğimizi çok iyi biliyordum fakat yenilgiyi, kazanca çevirmeyi Tugay'dan öğrenmiştim.
"Tarafını açıkça belli ediyorsun," dedi Başkan dişlerinin arasından.
"Evet," dedim Tugay'a bakarak. "Sevgili müvekkilimin tarafındayım."
"Sevgili müvekkilinin solundasın," dedi.