#tercümananehacet
“Yazdınız mı peki ?” “Hayır. Çünkü anladım ki bu ülkedeki sorun, bilgi ya da anlayış eksikliğinden kaynaklanmıyor. Öğretebileceğiniz hiçbir şey yok. Her şeyi sizden benden iyi biliyorlar ama kötü niyetliler. Bildiklerini okuyorlar. Bu ülkede karar sistemini elinde bulunduranlara hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü halk salak ve saf. Halkın salak olduğu bir ülkedeki demokrasi de diktatörlük ve seçimle gelen krallar demektir. Bu yüzden artık ülkeyle bütün bağlarımı kestim. Kimin başbakan olduğunu bile bilmiyorum. Bugünkü serçe yavrusu başkandan daha önemli.”
Sayfa 342Kitabı okudu
Sayın Başkandan İnciler
Halk iradesi olmadı mı,koca ağacın tek bir dalı kımıldamazdı.Yarabbi,karşılığında hiçbir şey beklemeden insanlara hizmet etmek ne müthiş bir şeydi!
Sayfa 162 - Bilgi YayıneviKitabı okuyor
Reklam
Muhsin başkandan dinlemek lazım...
Güz gülleri gibiyim Hiç bahar yaşamadım Ya sevmeyi bilmedim yıllarca Ya sevince geç kaldım...
Watergate Skandalı - Tarihten Bir Ders
Amerikalılar[...] gözlerine ve kulaklarına inanamıyorlardı. Başkanlarının yalan söylediğini öğrenmişlerdi. Evet, hırsızlık olayı ortaya çıktığından beri Nixon durumu biliyordu ve o zamandan beri olayı örtbas etmek ya da adalet mekanizmasının önündeki engelleri çoğaltmaktan başka bir şey yapmamıştı. Oysa oraya buraya gizli mikrofonlar yerleştirmek, telefonları dinlemek için hatlar çektirmek, örtülü ödenekler sayesinde ucuz polis operasyonlarına kalkışmak gibi şeyler oldukça yaygındı, zira Vietnam Savaşı’na karşı örgütlenen muhalefetten saplantılı bir biçimde çekinen Beyaz Saray, sanki her taraftan güçlü düşmanlarla kuşatılmışcasına, bir kale havasına bürünmüştü. [...] Temsilciler Meclisi impeachment prosedürünü başlattı. Buna göre, sonunda başkanın yüksek mahkemeye dönüştürülen Senato önünde yargılanması gerekiyordu. [...] Temmuz 1974’te Yüksek Mahkeme, soruşturmanın yürütülebilmesi için başkandan elinde bulunan tüm ses bantlarını teslim etmesini istedi. Başkan, o andan itibaren Meclis’te kendisini suçlayacak, Senato’da da kendisini siyasal olarak mahkum edecek bir çoğunlukla karşılaşacağını anladı. Savaş başından kaybedilmişti. Richard Nixon, 9 Ağustos’ta yerini başkan yardımcısı Ford’a bıraktı. Amerikan tarihinde ilk kez bir başkan, görev süresinin bitiminden önce kendi arzusuyla istifa ediyordu. TÜSİAD TARİH 1939 1990 Sayfa: 147
1843 ile 1915 arasında Haiti'nin başına geçmiş yirmi iki başkandan yirmi biri ya öldürüldü ya da görevden azledildi.
Sayfa 427 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
210 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yıllardır kitap okuyorum ve o kadar kitap arasında ilk üçte yer aldı. Saatlerce okuyup başından kalkamadım. Fugui'nin çektiği acıları birlikte yaşayıp acı bile çekiyorsunuz. Bi insanın hayatındaki herkesi kaybetmesinin vermiş olduğu acı.. Kitabın başlangıcında gezgin olan bir adam tarlada çalışan Fugui'nin öküzüne farklı isimler
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,9bin okunma
Reklam
"Konuşan başkandan çok, çalışan başkana ihtiyacımız var."
Barbie (izleyenler anlar)
Bir erkeğin toplantı sırasında not tutma işini bir kadından beklediğini veya toplantı başkanının kadın olmasına rağmen erkeğin başkan sanıldığını her gün görebilirsiniz. Sürekli olarak sözünüz kesilir veya fikirleriniz başkalarına (çoğunlukla erkeklere) mal edilir durur. Tüm kurallara uzmanına, canla başla çalışmanıza rağmen, sırf bir başkandan beklenen davranışları sergilediğiniz için "fazla agresif" olarak algılanacağınızdan korkarsınız. Meslektaşlarınız başka bir kadına "hırslı" derken, aslında iltifat etmediğini bilirsiniz. İnsanlara iyi davranmak (çünkü kadınlar iyidir!), ama çok a iyi davranmamak (çünkü enayi yerine koyulmak istemezsiniz); anne (yani doğuştan bir bakıcı) gibi davranmak, ama gerçekten anne olmamak (yoksa kendinizi işinize "adamamış" olursunuz) zorundasınızdır. Saygı görebilmek için kendinize güvenmelisiniz, ama çok da değil (çünkü taskin kadınları sevmeyiz). Hem kadın olmanız hem de beyaz olmamanız durumunda başarınızı kanıtlayabilmek için iki, üç, dört, beş kat daha fazla çalışmanız gerekir.
Başkan daima dürüst ve bildiklerini hayatta tatbik eden bilginleri huzurunda eksik etmeyip, onların kurtarıcı öğütlerini almalı, bilgileriyle amil olmayan âlimlerden kaçmalıdır. Böyleleri başkanın yüzüne karşı övgüde bulunurlar, elinde bulunan imkânlara sevgi beslerler, bu yüzden doğru olan gerçekleri başkandan gizlerler, hileli yollarla başkanın arzusuna göre yoldaşlık yaparlar, neticede kendilerini rüsva bir duruma düşürdükten sonra başkan ve halkın da gülünç bir duruma düşürürler. Ama dürüst bilgin, başkanın elinde bulunan maddi imkânlara sevgi göstermez, öğüt ve uyarmalarında insaf ve şefkati elden bırakmaz.
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
İyi ki okudum dediğim kitapların arasına bir tanesi daha eklendi. Bir çırpıda okudum ve aşırı etkilendim. Zülfü Livaneli'nin kalemine bir kez daha hayran kaldım desem yeridir. Ve bu kitapla ilgili ne desem az kalır. Kitabın karakterlerinden olan başkandan öyle bir tiksindim ki okurken, bu başkan gibi olan insanlar maalesef hayatımızda çok var. İlk önce martıları vahşice sırf pislik başkanın kendi çıkarları için katlettiler. Sonra yetmedi diğer hayvanları katlettiler. Ama sonunda başkanın kendisi katledildi. Yine de bu bir şey değiştirmedi. Birçok insanın hayatını mahvetti. İlk defa bir roman karakterinden bu kadar tiksindim. Çünkü böyle insanların gerçek hayatta da olduğunu maalesef ki biliyorum. O kadar çok şey saydırmak istiyorum ki bu başkana ama kendime yakıştıramıyorum. Herneyse kitap çok güzeldi. Ve kesinlikle herkesin okumasını isterim.
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · İnkılâp Kitabevi · 202051,1bin okunma
Reklam
Mekanik Başkan’dan Şok Karar!
İnsanlar ölürken, mekanik bedenler sonsuza dek dünyada kalabilir miydi? Kuşaklarca insanı tanımış ve her birinin ölümüne şahit olmuş mekanik bir bedenin bile elbette bir sonu olmalıydı. İnsanlar onu çok seviyordu ama bu son kararı kaçınılmazdı. Kendi kararını çoktan vermişti! Artık gerekeni yapacak, inceldiği yerden kopmuyorsa, kopartacaktı!
Sayfa 191 - Mekanik başkanın sonuKitabı okudu
O çığlıkları hiçbir zaman unutmadım. Çünkü unuttuğum gün başkandan bir farkım kalmayacağını biliyordum
"FATİH AKŞENER 7-8 POŞET 200'ER BİN TL DAĞITTI" Ümit Dikbayır: Seçim bitti Fatih Akşener bana ‘Kampanya ekibine para vermem lazım’ dedi ben de ben Genel Başkan’dan onay alırım bütün çalışanlara birer maaş verelim zaten dedim. Onlar biraz daha fazla çalıştılar onlara iki maaş veririz ama elden bir para vermenin doğru olmayacağını bunun partinin içinde diğer çalışanlarla dedikodu olacağını rahatsızlık yaratacağını söyledim ve ben bu yöntemi yapmadım. Sonra duydum ki elinde 7-8 tane İYİ Parti poşetiyle her birinin içinde 200’er bin TL var, kendi ekibine para dağıtmış.
Hz. Osman'ın (ra), "Konuşan başkandan çok, ça­ lışan başkana ihtiyacınız var," diyerek çıktığı yol onu ya da onun temsil ettiği hükmü bir bayrak gibi yeni bel­ delere taşıdı.
Resim