Buna inanmazsınız ama onunla mutsuzluğunun içinde olmak istediğimi hissettim bir an için. Gerçek aşk bir yaradır. Onu sadece başkasının acısı sizi kendinizinmiş gibi acıttığında içinizde bulabilirsiniz.
***
Şu yeryüzünde, sağırlar, körler ya da deliller varken, insanda nasıl idealler olabilir? Bir başkasının göremediği günışığına ya da duyamadığı sese nasıl sevinebilirim?
***
Ne diyordum dedi çocuk, sen kendini insani duygulardan yoksun korkunç bir canavar sanıyorsun. Belki de öylesindir. Canavarsındır. Ya da, ya da dedi parlak çocuk, belki de başkalarının acısına katlanamıyorsundur. Görmezden gelmek için her şeyi yapıyorsundur. Ve bu yüzden de tek derdin kendinledir. Çünkü kendi acın… Dayanılmaz olsa da ona katlanmakta sıkıntı çekmiyorsun. Ama başkasının acısı öyle değil. Başkalarının acısı yüreğini dağlıyor. Seni lime lime ediyor. Seni gebertiyor.
"En sevdiklerimizin bize verdikleri sözleri unutması, belki de bizim Allah'a verdiğimiz sözü unutmamızın bedelidir."
...
"Asıl yâr Yaradan'dır, gerisi yaralayandır..."
"Suya düşen değil, sudan çıkamayan boğulur.."
-Mevlana
...
"Hayatta daimi bir his olarak kendimi yalnız hissettim. Kalabalık bir yalnızlık içinde.. İnsanlarla beraber ama yine de yalnız..."
...
"Hayat acımasız değil insanlar acımasız... Öyle şeyler yaşayabiliyor veya yaşatılabiliyorsunuz ki pes etmek istiyorsunuz bazen. Herkesin acısı kendisine göre çok büyük ve herkes başkasının acısına aynı büyüklükte duyarsız..."
Kişi bir başkasının acısını gerçekten kendi acısı gibi duyarsa, o güne kadar tanımadığı, yabancısı olduğu en akıl almaz acıları bile kolayca duyabilir artık.
Başkalarının ölümüne karar verenlerin, başkasının acısı üzerinden kendilerine politik kariyer biçenlerin, ölü bebek gövdeleri üzerinden güvenlik vaat edenlerin insan değil bir makine olduklarını sanıyorum. Yüzlerini sıyırsak altlarından robotik aksam görünecek.