Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
·
Puan vermedi
Charlie zeka geriliği ile doğmuş bir bireyde. Annesi onun normal cocuklar gibi olmasi için doktorlara götürür. Baskı yapar. Kız kardeşi doğduğunda ise bakim evine gönderir. Buraya gönderilmesini istemeyen Hernan amca ise ona sahip çıkar ve bir fırına yerleştirir. Okuma yazma öğrenmek için gittiği kursta Alice ile tanışır. Alice Charlie yi bir
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,7bin okunma
"Duygularımı boş yere harcamamayı, kendimi yıpratmamayı öğrendim."
Reklam
Şu sözü sık sık duyarız:"Ben baskı altındayken daha iyi çalışıyorum." Bu düşünme biçimi, baskı koşullarındayken daha başarılıyken, heyecan arayan birini resmediyor.
Bi' böyle olan ben miyim acaba?
İşten kaytarmak, başka bir güne bırakmak için daima bir bahanesi olurdu; İşin teslim tarihine daha haftalar var. Birkaç saate yaparım ben o işi. Baskı altındayken daha iyi çalışıyorum.
"İnsan sonuçta insan, tutkunun önüne geçilemiyorsa ve insanların koyduğu sınırlar birinde baskı uyandırıyorsa, bir insanın sahip olduğu birazcık akıl yeterli olmaz veya bir işe yaramaz."
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İncitmek ve incinmek. Önce incitip sonra özür dilemek, incinip özrü kabul etmekten çok daha makbuldür. İlkini yapan kişi, gücünü ve sonrasında iyiliğini göstermiş olur. Diğeri, eğer ki vicdansız görünmek istemiyorsa affetmek zorundadır, bu baskı sebebiyle diğerinin küçük düşmesinden alınan zevk çok azdır.
Özgürlük
''Özgürlük başkalarına baskı yapma hakkı değil; İstediğimiz gibi yaşama, istediğimiz gibi düşünme hakkıdır, Yeter ki eylemlerimiz başkalarının da aynı şeyi yapmasını engellemesin...''
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Modern Klasikler Dizisi -3Kitabı okuyor
"Bize hiçbir şey yapmadılar-sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz."
Reklam
Zor ama, tamam
Hayatta zorluk ve baskı gördüğün zaman, çalışmandan soğuyup, ümitsizliğe kapılma.
"Çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır baskı uygulayamaz."
İbn Haldûn'a göre baskı insanlardaki teşebbüs gücünü yok eder. Kabiliyetsiz birini ilim alanında yetiştirmeye çalışmak boşuna zaman harcamaktır. Bundan dolayı hocanın önce talebenin kabiliyetli olup olmadığını tespit etmesi, daha sonra aşama aşama ilmi öğretip onu meseleleri çözme yoluna sokmaya çalışmadı gerekir.
Dinsel tapınının kökeni
Bir bedene sahip olan her şeye büyü yapılabilir, demek ki doğa tinlerine de. Bir tanrı, açıkça kendi resmine bağlıysa, onun üstünde (onu kurbanlarla beslemekten vazgeçerek, kırbaçlayarak, zincire vurarak ve benzeri edimlerle) doğrudan doğruya bir baskı da uygulanabilir. Çin'de yoksul insanlar tanrılarının kendilerinden esirgediği lütfu zorla elde etmek için onun resmini ipe bağlarlar, yırtarlar, sokaklardan, çamur ve gübre yığınlarının üzerinden geçirirler: "Seni cinin köpeği seni, " derler, "görkemli bir tapınakta oturttuk seni, altınlarla süsledik, iyi besledik, sana kurbanlar getirdik, ama yine de nankörlük ediyorsun böyle." Azizlerin ve Meryem'in tasvirlerine, örneğin salgın hastalıklarda ya da kuraklıklarda görevlerini yerine getirmedikleri zaman uygulanan benzer yaptırımlara, Katolik ülkelerde bu yüzyılda bile hâlâ rastlanmaktadır.
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Edebi geleneğimizde çeşitli nedenlerle "müste­ar isim" kullanmak, kimliğini gizleyerek başka bir adla yazmak hemen hemen bütün yazar ve şair­ lerin başvurduğu bir yöntem. Padişahlardan halk ozanlarına kadar "müstear" ve "mahlas" kullanma­ yan edip yok gibi. Padişahlar için geçerli olmasa bi­le yazının baskı altında tutulduğu ve yazanın başına çeşitli belalar açtığı bir ülkede siyasi nedenlerle takma ad altında yazmak, bazen de para kazanmak için yapılan "iş"lerde değişik kimlikler altında giz­lenmek olağan ve anlaşılabilir bir durum. Bu kitapta yazar ve şairlerimizin asıllan değil ama gölgeleri var; yani müstear isimleri. Hem varlar hem yoklar, hem ünleri çok yayılmış hem de sonsuza ka­dar gölge olarak kalmaya mahkumlar.
Gölgeler
GölgelerZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 20183,881 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.