Dehşet. En iyi anlatan kelime bu. Okurken bu denli dehşete kapıldığım bir başka kitap olmadı sanırım. akla hayale gelmeyecek işkence ve ceza yöntemleri.. İşin kötü kısmı hiçbiri öykü değil hepsi gerçek ve yaşanmış. Aylarca aramış ancak bulamamıştım baskısı tükenmiş. yeniden bir baskı olmadıysa nadir kitap satan sitelerde arayabilirsiniz. Ben de öyle bulmuştum. bedelinin 3-4 katı fiyat istiyor satıcılar malesef çünkü biliyorlar ki başka şansınız yok. işin tek kötü kısmı da bu. Ama verdiğiniz bedele değecek emin olun. Okuyun
Ellery belirli bir nedenden ötürü yalnız kalmaktan korkan, "hayat dolu", iyiliksever ve hemen kanınızın ısınacağı bir karakter. Connor ise 30 yaşında başarılı bir Ceo, kadınları sadece zevki için kullanan bir karakter. Ellery'nin iyilik dolu kalbi sayesinde olur tanışmaları. Şimdi gelelim benim yorumuma. Kitabı okurken oradan buradan
Fena değil diyebileceğim bir bilim kurgu romanıç
Roman 3 bölümden oluşuyor, ilk ve son bölümünü yazar kendi ağzından anlatırken ikinci bölümde yazarın arkadaşı var.
Yazarın arkadaşı olan Charley Brady, bazı sanrılar görmeye başlar, bu arada ABD'nin başına solcu bir başkan gelir ancak bunu kimse bilmemektedir.
Bu başkanın kurduğu bir örgüt, Aramchek adındaki bir örgütün peşine düşer ve bu konuda vatandaşlara baskı uygular.
Bundan Charley ve yazarın kendisi de nasibini alır.
Acaba Charley ve sanrıları görmesine sebep olan Valis bu işin üstesinden gelebilecek midir?
baskı,zulüm karşısında sessizliği erdem zanneden insanlar Bedreddin'in görüşlerine kulak vermeliler.Radi fiş çok duru bir anlatımla bedreddin dönemi olaylarını çok iyi bir araştırmayla yansıtmayı başarmış.Şeyh Bedreddinin görüşleri günümüzü bile aşan evrensel görüşlerdir.
" Sanatçının ifade edeceği bir dünya olması için, o, öncelikle bu dünyada yer almalıdır; baskıcı ya da baskı altında, yılgın ya da isyankar, insanlar arasında bir insan."
İtfaiyenin görevi, kitap gizlediği ihbar edilen evleri yakmaktır. Montag işine bağlı biridir; ancak bir görevde bütün hayatı değişir. İhbar üzerine bir adının evini basarlar. Montag kütüphaneyi devirip yakmaya hazırlanırken bir kitap, kanat çırparak ellerine iner. Titreyen belli belirsiz ışıkta ak bir sayfa tüy gibi açılır. Montag o telaş içinde tek bir satır okuyabilir: “Öğle sonu güneşinde zaman uykuya dalmıştı”. Bu satır, kızgın çelikle dağlanmış gibi yanar beyninde… Kitabı korkuyla göğsüne saklar. Ev sahibi kadın, kitaplarıyla birlikte yanmayı tercih eder ve gazyağına kibriti kendi çalar. Evine dönen Montag olayı karısına şöyle anlatır: “Bu kadının evle birlikte yanmayı göze alması için bu kitaplarda bir şey olmalı; bizim hayal edemediğimiz bir şey…” Montag, bütün gece aklında o yangını söndürmeye çalışır.
* * *
Sonra montagın yangından kaçırdığı kitabı okuduğunu gören eşi ihbar eder “kitap okuyan” Montag’ı… O da kaçar ve bir direniş örgütüne katılır. Örgüt, ormandaki ırmağın kıyısında eski bir demiryolu istasyonunda gizlenmektedir. Yazarlar, bilginler, kitapların yok edilmesine karşı direnişe geçmişlerdir. Buldukları yöntem muhteşemdir. Her bir örgüt üyesi, insanlık tarihinin önemli bir eserini ezberler. Örgüt, hangi kitabın kimin hafızasında olduğunu bilir ve baskı dönemi bitinceye kadar unutulmaması için bu “kitap – adamları korur. Her adam bir kitaptır artık; her kitap bir adamdadır. Baskının en yoğunlaştığı dönemde bile insanoğlunun direniş gücü, yazının mirasını korumaya yeter.
ÖNSÖZ:
Argo ve Türkçede Argo Üzerine Genellemeler
(I)
ARGONUN TANIMLARI
Belli başlı kaynaklar tarandığında, argo tanımlarında hem farklar, hem eksiklikler görülür. Bu, bilimin ve dilbilimin yaşama zaman zaman yetişemeyen soğukkanlılığından doğduğu gibi,
– argonun zaten karmaşık olan yapısından, ele avuca sığmaz, değişken mi değişken
"Hanımlar, beyler, eğer biz homo economicus olmayı becerebilsek, hiçbir hükümet, hiçbir rejim, iç ya da dış baskı bizi kişi başına geliri on bin dolarlık ülke olmaktan alıkoyamaz. Zamanındagöç edip dünyanın en gözde toprak parçasına kurulmuşuz. Bir elimiz dağda, bir elimiz denizde, yediğimiz önümüzde, yemediğimiz ardımızda. Bir müşkülümüz
Elric bu kitapta arkadaşı Moonglum ile birlikte düşmanı Theleb K'aarna'nın peşine düşüyor ama aynı bir mıknatıs gibi nereye giderse belayı üstüne çekiyor. Bu kitabın, Beyaz Kurt'un Kaderi'ne göre daha sürükleyici olduğunu eklemem lazım. Çeviriyi sanırım biraz hızlı yapıp redakte etmemişler, harf eksiklikleriyle dolu bir baskı olmuş. Bunun dışında her zamanki gibi güzel bir Elric kitabıydı.