Kemal Tahir okumak, onun düşünsel dünyasını kavrayabilmek, hiç olmadı kavramaya çalışmak, bir Türkiye Cumhuriyeti evlâdı için devrim niteliğinde bir eylemdir. Henüz Kemal Tahir'e zaman ayırmamış, onu okumamış, tanımamış olanlar içinse bu ciddi bir kayıp, ciddi bir boşluktur.
*Bu konu nezdimde tartışmaya kesinkes kapalıdır.
“Şu büyüleyici doğanın bağrında insan ruhu nasıl olur da kin, öç, kendi benzerlerini yok etme gibi duygulara kapılabilir?” (s.23).
Dünya edebiyatında eserlerini okurken en çok keyif aldığım ilk on yazardan biri de
Lev Tolstoy’dur. Onun “Anna Karenina”, “Diriliş” ve “Savaş ve Barış” gibi dev eserlerini okuduğumda kendisine hayran kalmıştım. Dünyada
'Bir varmış bir yokmuş'lu masalların en güzelisin Arkadaş!
(Bu incelemedeki hiç bir şey kurgu değildir, tamamen gerçek bir yaşantıyı yansıtmaktadır.)
Bir varmışsın, hem de çok güzel varmışsın, en güzel sen... Bir de bakmışlar ki bir sokak ortasında cansız yatıyorsun, artık yoksun.
Sene: 1971
Yer: Sosyal Bilgiler Fakültesi / Ankara
Olay: Anlatmaya dilimin varmadığı bir utançtan başka bir şey
ESİR, YORGUN, YALNIZ, YERLİ VE ONURLU BİR ADAM: KEMAL TAHİR
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
Kavacık Köyünün Öğretmeni, Fakir Baykurt'un özyaşam öyküsünün üçüncü kitabı. Bu kitapta Fakir Baykurt, Köy Enstitülü Delikanlı'da pek çok sakıncıdan kurtulup gelen; diplomasını aslanların, kaplanların ağzından alan Tahir'in 1948'de Kavacık'ta başlayan öğretmenlik yıllarını anlatıyor.
« Bir ışık, yüce dağ başında. Işıtmaya çalışıyor köyünü,