Kadın kadın kadın...
İbni Ömer kendisi anlatıyor: Celevla baskınında ele geçirdiğimiz kadınlardan bana harika, çok güzel biri düşmüştü. Sevinçten arkadaşlarımın yanında onu kucaklayıp öptüm ve insanlar da bana bakıyorlardı diyor, adeta takla atıyor. Celevla, hicri 16. yılında Ömer'in halifeliği döneminde bugünkü Irak'ın Tikrit-Musul çevresinde meydana gelmiş. Bu konuda Taberi'den kısa bir iki cümle eklemek isterim. Müslümanlar bu baskında galip gelince, ele geçen kadınları kendi aralarında dağıtırlar (cariye olarak). Her süvari için dokuz hayvan ve dokuz bin dinar para dağıtılır. Savaşa katılanlardan biri şunları anlatır: Geyik gibi (mecazi anlamda) çok güzel bir kadın ele geçirdim. Elbisesini de aldım. Sonra yine kendisine verdim ve kadın bana kaldı, ikimizden çocuklar da oldu, diyor.
Bozkurt Destanı
Türklerin ilk atası olarak bilinen Aşina boyu Hazar Denizi'nin batı tarafına yerleşti ve orada bir yaşam kurdu. Ancak belli bir zaman sonra bu boy bir baskına uğradı. Bu baskında tek bir kişi bile hayatta kalmadı. Yalnız bir erkek çocuk hayatta kaldı. Bir köşeye sinen çocuğu gören düşmanlar ondan zarar gelmeyeceğini düşünüp onu öldürmediler. Ancak ellerini ve ayaklarını kesip onu bir köşeye bıraktılar. Yarı ölü halde ki bu çocuğu bir bataklığa atıp gittiler. Her nasılsa oraya bir bozkurt geldi ve çocuğu emzirdi. Yaralarını yalayıp iyileştirdi, onu büyüttü. Baskın yapıp bu soyu yok eden düşmanlar bu çocuğun yaşadığını öğrenince dişi kurtla yaşadıkları yere geldi. Dişi kurt onu oradan kaçırdı ve Altay Dağları'nda korunaklı bir yere götürdü. Orada bir mağaraya yerleştikten sonra dişi kurt ve Aşina soyundan gelen kişi birlikte oldular. Bu birliktelikten on erkek çocuk dünyaya geldi. Bu on erkek çocuk büyüyüp evlenip Aşina soyunu çoğalttılar, güzel yerleri yurt edindiler.
Reklam
İsrail kuvvetlerinin Nablus'ta el-Fetih karargahına yaptığı baskında 33 gerillayı ele geçirmesi üzerine, Arafat'da yakalanmamak için, Ramallah'a geçti ve bir dostunun villasına yerleşti. Lakin İsrail güvenlik kuvvetleri bu villaya da baskın yapınca, Arafat kaçıp kurtulmaya muvaffak oldu. Hemen Şeria Nehri'ni geçip Ürdün topraklarına sığındı. Arkasında, tutuklanmış 1.000 terörist ve öldürülmüş 200 terörist bırakmıştı. El-Fetih'in Ürdün topraklarına girmesi, Ürdün'ün, bir yandan İsrail ile başını derde sokarken, öte yandan da Kral Hüseyin'in tahtını tehlikeye sokacak ve daha aşağıda göreceğimiz üzere, 1970-71'de çıkan iç savaş sonunda el-Fetih Ürdün'den de kovulacaktır.
Sayfa 275 - Kronik Kitap 7. BaskıKitabı okudu
I. Mehmed Giray (1514-1523) babasının son yıllarında kalgay sıfatı ile sonra Han olarak, Moskova'ya karşı şiddetli akınlara başladı. Kardeşi Sahib Giray Kazan Hanlığı tahtına geçti (1521). Oka Nehri üzerinde Belski'nin ordusunu bozguna uğratarak, Moskova önüne kadar geldi ve şehrin etrafını ateşe verdi. Ertesi yıl Astrahan'ı (Ejderhan) zapt etti. Moskova yıllık bir vergi (tıyış) vermeyi kabul etti. Mehmed Giray, Hanlığı en güçlü noktasına eriştirdiği bir anda Astrahan Seferi'nden dönerken, Nogaylar tarafından bir baskında katledildi ve eseri de yıkıldı. Bundan sonra Kırım Hanlığı Moskova Devleti ile Volga Havzası'nda Altınordu mirası üzerinde şiddetli bir mücadeleye girişti.
tablo IX
KEL MAHMUT: Ne zaman ayrıldım ki! Onlardan ayrılmayı göze alabilseydim, ben de sizin gibi bir müdürlük koltuğu bulurdum bugüne kadar.
Sayfa 134 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
"Bu baskında herkes başkalarına, kendi dünyalarını, sanki orası başka bir yermiş gibi kabullendirmek istiyor, kendileri gibi görsünler istiyolar ve sanki başkaları, eğer o onları görmezse orda değillermiş gibi."
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
408 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.