Baskından önce
"Ne çare ki inanmamakla her şey bitmiyor."
Sayfa 175 - İstanbullu Hoca EfendiKitabı okudu
'Bir Avuç Öfkeli Genç' miş!
. Dönemin AKP’li Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Musul Başkonsolosluğumuzu basan terör örgütü IŞİD hakkında baskından birkaç gün önce “IŞİD dediğimiz yapı radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir. Ama oraya katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu.” dediği hâlâ akıllardadır. .
Reklam
Dönemin AKP’li Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Musul Başkonsolosluğumuzu basan terör örgütü IŞİD hakkında baskından birkaç gün önce “Işıd dediğimiz yapı radikal terörize bir yapı olarak görülebilir. Ama oraya katılanlar arasında Türkler , Araplar ve Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu” dediği hala akıllardadır. Bu dönemde Selefi cihatçı örgütlerin Türkiye’de örgütlenmeleri, para ve diğer lojistik hizmetler için merkez oluşturmaları hız kazanarak, belirtilen örgütler Türkiye’de ki altyapılarını bu süreçte kurmuşlardır. IŞİD, kendisine gösterilen bütün müsamahaya rağmen Türkiye’ye defalarca saldırmıştır. İŞİD terör örgütü; 2015-2016 arasında 11 ay içinde Suruç’ta 34, Ankara’da 102, İstanbul Sultan Ahmet’te 10, İstanbul Beyoğlu’nda 5, Gaziantep’te 53 ve İstanbul’da Atatürk Hava Limanı’nda 36 kişiyi katletmiştir.52 2019’da “Türkiye Vilayeti” programını yani Türkiye’ye yönelik yeni saldırı politikasını ilan eden IŞİD, Suri- yeli sığınmacılar üzerinden ülkemizde örgütlenme ve terör eylemleri stratejisini sürdürmektedir ve önümüzdeki dönemde de sürdürmesi muhtemeldir. Eylül 2019’da Gaziantep’te jandarma tarafından yakalanan canlı bombanın Suriyeli sığınmacı çıkması tesadüf değildir.
Davutoğlu şimdi nerede¿¿
Dönemin AKP’li Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Musul Başkonsolosluğumuzu basan terör örgütü IŞİD hakkında baskından birkaç gün önce “IŞİD dediğimiz yapı radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir. Ama oraya katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu.” dediği hâlâ akıllardadır. Bu dönemde Selefi cihatçı örgütlerin Türkiye’de örgütlenmeleri, para ve diğer lojistik hizmetler için merkez oluşturmaları hız kazanarak, belirtilen örgütler Türkiye’deki altyapılarını bu süreçte kurmuşlardır. IŞİD, kendisine gösterilen bütün müsamahaya rağmen Türkiye’ye defalarca saldırmıştır.
“Aslında Almanların derdinin heykeller değil, bronzun kendisi olduğunu anlamam Eyüp Yarbay sayesinde oldu. Anadolu’daki depolarda bulunan ama kaması olmadığı için kullanamadığımız toplardan, obüslerden bahsetmişti. O zaman fark ettim Jugend’in bu bronzu neden parçaladığını. Essen’deki fabrikalarında top yapımında kullanacaklardı. İngilizler, Fransızlar hammadde boykotu uygularken, yasağı böyle deleceklerdi. Biz de Eyüp Yarbay’la bir plan yapıp baskından önce bu mavnaları kaçırıp Üsküplü Hamdi’nin yardımıyla Cibali’deki tütün fabrikasının iskelesine çektirdik. Velhasıl, İngilizler bunları yakalayamadı. Jugend’i ele geçirdiler. Ya da en azından Jugend’den geri kalanı ama o da bir şey söylemezdi. Yani artık bronz plakalar bizimdi.”
Ertuğrul Kürkçü MİT Ajanı Değildi
Yüzbaşı İlyas Aydın'ın da Kızıldere'ye geldiğini ve baskından önce oradan ayrıldığını öğrenmiştik. Sonradan Ertuğrul Kürkçü ve İlyas Aydın'ın MİT Ajanı olduğu iddiaları yayılmaya başladı. Her ikisinin de MİT'le bir alakası olmadığını biliyorum. Ancak İlyas Aydın, benim için de bir şüphedir. MİT değil ama herhangi başka bir kurumun THKP-C İçindeki ajanı olabilirdi.
Sayfa 84 - 1. baskı - Ağustos 1991 - Milliyet Yayınları
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.