Biz bunlara bakıp korkmamalıyız. Düşmanlarımız korksun. Hem de nasıl korkuyorlar. Korkularından bize bu zulümleri yapıyorlar. Korkmasaydılar yapmazdılar. Yüz elli yıldır bizi tüketmeğe uğraşıyorlar. Yüz elli yıl! İşte bu yurtta bir avuç Tatar kaldık. Bizi büsbütün yok etmedikçe içleri rahatlamıyacak. Biz mahvolduktan sonra bile, bu sefer ruhumuzun önünde titreyecekler. İyi bak bu yıkıntılara!.. Sen benim evlâdım olmakla beraber, bu toprağın, bu yıkıntıların bir parçasısın... Seni bu toprak doğurdu, bu toprak besledi. Bil ki yalnız değilsin. Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber. Bahçesaray'dan Kaşgar'a varana kadar binlerce minaremiz göklere uzanıyor. Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazak'ın, Kırgız'ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma...
Susmayı bil; çünkü evler, kentler çene çalınarak değil, çalışıp ter dökerek, para dökerek kuruluyor. Sen, koyunlarıyla kendi üzerindeki bitlerden başka bir varlığı olmayan bir Başkırt ya da bir Kalmuk değilsin!
Reklam
Deniz Parçalanmaz
"Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazak'ın, Kırgız'ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma..."
Hayatı kolay sanma.Hiç değildir.Dünya, kapkaranlık bir gecedir insanoğlu için.Bu karanlıkta herkes önünü aydınlatır.Herkeste on parmak var, yine de herkes sığdırabileceğinden fazlasını doldurmak istiyor avucuna.İnsan, gücüyle vardır;ya da kurnazlığıyla.Küçük ve zayıf olanın,ne cenneti ne cehennemi olur.Başkalarıyla birlikte olabilirsin,ama yalnız olduğunu unutmadan.Herkesi dinle ama kimseye inanma.Gördüğünede inanma.Susmayı bil; çünkü evler,kentler çalınarak değil, çalışıp ter dökerek,para dökerek kuruluyor.Sen, koyunlarıyla kendi üzerindeki bitlerden başka bir varlığı olmayan bir Başkırt ya da Kalmuk değilsin!
Sayfa 147Kitabı okudu
Sen benim evladım olmakla beraber,bu toprağın,bu yıkıntıların parçasısın…Seni bu toprak doğurdu,bu toprak besledi.Bil ki yalnız değilsin.Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber.Bahçesaray’dan Kaşgar’a varana kadar binlerce minaremiz göklere uzanıyor.Bize Tatar diyorlar ,Özbek diyorlar,Azer diyorlar,Karakalpak,Çeçen,Uygur,Kabardı, Başkırt,Kırgız diyorlar.Bunlar hep yalan!Deniz parçalanmaz.Biz Türk-Tatarız.Bunu senin kalbinin bildiği gibi,her Başkırt,her Kırgız,her Kazak’ın ,Kırgız’ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et.Dünyanın boş hırslarına kapılma…
Sayfa 27 - ÖtükenKitabı okudu
Biz Türk'üz Bizden Korkmaya Devam Edin!
"Biz bunlara bakıp korkmamalıyız. Düşmanlarımız korksun. Hem de nasıl korkuyorlar. Korkularından bize bu zulümleri yapıyorlar. Korkmasaydılar yapmazdılar. Yüz elli yıldır bizi tüketmeğe uğraşıyorlar. Yüz elli yıl! İşte bu yurtta bir avuç Tatar kaldık. Bizi büsbütün yok etmedikçe içleri rahatlamıyacak. Biz mahvolduktan sonra bile, bu sefer ruhumuzun önünde titreyecekler. İyi bak bu yıkıntılara!.. Sen benim evlâdım olmakla beraber, bu toprağın, bu yıkıntıların bir parçasısın... Seni bu toprak doğurdu, bu toprak besledi. Bil ki yalnız değilsin. Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber. Bahçesaray'dan Kaşgar'a varana kadar binlerce minaremiz göklere uzanıyor. Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazak'ın, Kırgız'ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma..."
Sayfa 27 - Ötüken Neşriyat Yayınları, 26.Basım, 2019, İstanbul.
Reklam
Bahçesaray’dan Kaşgar’a varana kadar binlerce minaremiz göklere uzanıyor. Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazak’ın, Kırgız’ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et.”
Sayfa 27 - Ötüken Neşriyat, 26. BasımKitabı okudu
TÜRK!
bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar,Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazak'ın, Kırgız'ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma...
Deniz parçalanmaz...
-Bak, derdi, iyi bak bu yıkıntılara... Sonra bana kuvvet verirdi: -Biz bunlara bakıp korkmamalıyız. Düşmanlarımız korksun. Hem de nasıl korkuyorlar. Korkularından bize bu zulümleri yapıyorlar. Korkmasaydılar yapmazdılar. Yüz elli yıldır bizi tüketmeğe uğraşıyorlar. Yüz elli yıl! İşte bu yurtta bir avuç tatar kaldık. Bizi büsbütün yok etmedikçe içleri rahatlamayacak. Biz mahvolduktan sonra bile, bu sefer ruhumuzun önünde titreyecekler. Sen benim evlâdım olmakla beraber, bu toprağın, bu yıkıntıların bir parçasısın... Seni bu toprak doğurdu, bu toprak besledi. Bil ki yalnız değilsin. Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber. Bize Tatar, Çerkez, Türkmen, Kazak, Özbek, Azer, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazak'ın, Kırgız'ın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma...
Sayfa 22 - ÖtükenKitabı okudu
Seni bu Toprak doğurdu, bu toprak besledi. Bil ki yalnız değilsin. Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber Bahçesaray'dam Kaşgara varana kadar, binlerce minaremiz göklere uzanıyor. Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Tatar diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar, bunlar hep yalan... Deniz parçalanmaz, biz Türk- Tatarız.
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Zeki Velidi (Togan), Galiyev'in yakın dostu olan bir Başkırt milliyetçisidir. Galiyev'in Velidov'la ilgili düşüncesi ilginçtir: “Velidov, ancak yüzyılda bir çıkabilecek büyük insanlardan biriydi... Komünist değildi, ama ulusal sorunda temel fikirlere uyum sağlamıştı."
Sayfa 116 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Renad Muhammedi hakkında
Sultan Galiyev yazılarında, Bennigsen'lerin kitaplarından sonra kaynak olarak kullanılan ikinci önemli eser, Renad Muhammedi tarafından yazılan ve Galiyev'in hayatını anlatan Sırat Köprüsü, Sultan Galiyev adlı belgesel-roman türündeki eserdir. Renad Muhammedi, kitabın Türkiye'de yayımlandığı tarih olan 1993'te, Tataristan Yazarlar Birliği'nin Başkanı ve Rusya Federasyonu Parlamentosu'nda milletvekilidir. Bennigsen'lerden farklı olarak SBKP arşivlerini inceleyebilmiş ve Sultan Galiyev'in tutuklanmasına ve yargılanmasına ilişkin tüm belgeleri görebilmiştir. Bu bakımdan Renad Muhammedi'nin romanı çok önemli bir kaynak kitaptır. Renad Muhammedi, tam bir milliyetçidir. Sovyetler Birliği'nin kuruluşu döneminde burjuva milliyetçileriyle (Zeki Velidi, Ayaz İshaki, İlyas Alkin vb.) sosyalistler arasındaki mücadelede açık bir şekilde milliyetçilerden yanadır. Renad Muhammedi aynı şekilde o dönem İngiliz emperyalizminin desteğiyle Sovyetler'e karşı silahlı mücadele yürüten Türkistan'daki Basmacı hareketini, “milli ihtilal hareketi" olarak değerlendirir. Zeki Velidi'nin Basmacılar'a katılmasını olumlar. Zeki Velidi'den "Hakiki bir halk lideri" diye bahseder. Velidi'nin milliyetçi kuvvetlerinden ise "Zeki Velidi'nin yiğitleri”, “atlı Başkırt savaşçıları" diye övgüyle söz eder. Sultan Gâliyev'in, Basmacı hareketiyle bağ kurma çabasını da normal karşılar.
Sayfa 8 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Rus Çarları ve hükümetleri, Rusya Türkleri'ni sık sık tekrarladıkları topyekûn sürgü ve katliamlarla ortadan kaldıramayacaklarını anladıklarında, taktik değiştirerek Türkler'e karşı daha sinsi bir siyaset, takip etmeye başlamışlardı. Kısaca "Parçala Yut" şeklinde sembolize edilebilen bu siyaset neticesi, Türk Milletinden yüzlerce halk(!) türetildi. Türk milleti; "Kazak, Azeri, Türkmen, Başkırt, Tatar, Kırgız, Tacik, Yakut, Özbek, Karakalpak vs..." adlarını taşıyan halklara(!) dönüştürüldüler. Çarlar ve hükümetleri bu kadarla da yetinmediler. Halk halk ayırdıkları Türk Milletinin boylarını; kendi mahalli lehçe ve edebiyatlarını işlemelerini ve geliştirmelerini önleyecek bütün tedbirleri aldılar. Mahalli dil ve edebiyatı geliştirmek(!) maksadı ile hareket ederek, en küçük Türk lehçelerine dahi vakıf olan hususi misyonerler yetiştirerek Türk diline; Rusça kelime ve dil kurallarım bunların yardımı ile sokmak istediler.
Sayfa 9 - Birharf Yayıncılık, Ekim 2006 İstanbul, [ISBN: 975-9198-70-3]Kitabı okudu
"Biz bunlara bakıp korkmamalıyız. Düşmanlarımız korksun. Hem de nasıl korkuyorlar. Korkularından bize bu zulümleri yapıyorlar. Korkmasaydılar yapmazdılar. Yüz elli yıldır bizi tüketmeğe uğraşıyorlar. Yüz elli yıl! İşte bu yurtta bir avuç Tatar kaldık. Bizi büsbütün yok etmedikçe içleri rahatlamıyacak. Biz mahvolduktan sonra bile, bu sefer ruhumuzun önünde titreyecekler. İyi bak bu yıkıntılara!... Sen benim evladım olmakla beraber, bu toprağın, bu yıkıntıların bir parçasısın.. Seni bu toprak doğurdu, bu toprak besledi. Bil ki yalnız değilsin. Büyük bir milletin zengin geçmişi ve parlak geleceği seninle beraber. Bahçesaraydan Kaşgara varana kadar binlerce minaremiz göklere uzanıyor. Bize Tatar diyorlar, Çerkez diyorlar, Türkmen diyorlar, Kazak diyorlar, Özbek diyorlar, Azer diyorlar, Karakalpak, Çeçen, Uygur, Kabardı, Başkırt, Kırgız diyorlar. Bunlar hep yalan! Deniz parçalanmaz. Biz Türk-Tatarız. Bunu senin kalbinin bildiği gibi, her Başkırt, her Kırgız, her Kazakın, Kırgızın da kalbi bilir. Kalbinin hisleriyle hareket et. Dünyanın boş hırslarına kapılma..."
Sayfa 27 - ÖtükenKitabı okudu
Herkesi dinle ama kimseye inanma. Gördüğüne de inanma. Susmayı bil; çünkü evler, kentler çene çalarak değil, çalışıp ter dökerek, para dökerek kuruluyor. Sen, koyunlarıyla kendi üzerindeki bitlerden başka bir varlık olmayan bir Başkırt ya da bir Kalmuk değilsin!
Sayfa 147 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
Resim