ölümün bıraktığı acıyla nasıl başa çıkılır bilmiyorum..saatler, günler, haftalar..durmadan ilerliyor zaman. hâlâ kabullenemediğim, kabullenmek istemediğim bu gerçek her defasında keskin yaralar açıyor içimde. sanki her şey daha dün yaşanmış gibi, sanki daha dün elleri ellerimdeydi de birkaç saat sonra ona değilde toprağına sarılmışım gibi. sanki onun sesini duymayı beklerken selasını yeni duymuşum gibi. onun ayakları üzerinde kapıdan girmesini beklerken, başka insanların omuzları üzerinde tabutuyla eve girmesi..dün yaşanmış gibi.
artık bir boşluk olduğu yerler, yeri asla dolmayacak olan bir boşluk. o yok artık, asla yeniden görmeyeceğim güzel yüzünü.
hayat devam ediyor..o öldü ama hayat devam ediyor. bu nasıl olabilir? o yok artık ama biz gülebiliyoruz, konuşurken espri yapabiliyoruz, eskiden yaptığımız ne varsa yeniden başladık yapmaya.
zor oluyor. çok zor oluyor. normal bir şekilde birileriyle konuşurken, mesajlaşırken, yemek yerken birden ağlamaya başlamak beni üzmüyor. alışmak istemiyorum yokluğunu kabullenmekte istemiyorum.