şu bilgisayar işleriyle uğraşmak ne zor şey ya sabahtan beri video çekimidir anlatımıdır editidir derken yıtıbıırrr oldum ahahahaha, neyse ki sadece hoca görecek videoyu, ama ben yine de bizimkileri arayıp kızınız yııtıbırrr oldu dedim. neyse konuya döneyim fazla vaktim yok, sunumumun konusu "mindfullness"tı. ne kadar havalı değil mi? aaa yok yabancı falan değil bu bildiğin tefekkür işte.. hoca kendi slaytını kullanabileceğimizi söyledi ama ben buna bir el atmalıyım diyip kendi slaytımı oluşturdum minfullness yerine tefekkür, yoga yerine namazdan bahsettim. bahsederken tadili erkana dikkat edilerek huşu ile kılınan namazın zihin sağlığımıza ne kadar iyi geldiğini öğrendim. vayy be bizim kavramlarımız sanki biz hiç bilmiyormuşuz gibi sanki bunları ilk onlar keşfetmiş gibi (kimin ilk keşfettiğinin bi önemi yok sinir olduğum nokta bu bilgileri yok sayarak yeni bulunan bir şeymiş gibi önümüze sunmaları) neyseki kardeşiniz el attı o konuya :) son cümlelerim nasıl oldu videoda biliyonuz mu şey dedim insanın geçmişin pişmanlığından, hüznünden ve geleceğin kaygılarından kurtulmasının tek yolu acziyetini farkedip, işini büyük zata ısmarlaması.. geçmiş ve geleceğin tutsaklığından sıyrılıp şimdinin özgürlüğüne kavuşması... aslında uzun bi yazı yazıcaktım okuma programına katılcaz başlamak üzere gitmem gerekiyo Allaha emanett
Sabah markette alışveriş yaparken portakal almaya gittiğimde biri 1.99 TL, diğeri 3.99 TL olan iki farklı cins portakal gördüm. Biraz daha kaliteli olduğu için 3.99 olana gittim. Yanımda benimle birlikte aynı portakaldan alan bir adam daha vardı. Ben bir şey demeden "İçine ettiler memleketin" diye laf attı, cevap vermedim.
Reklam
Başlamak benim için hep zor olmuştur. Arkasından gelen cümleyi nasıl kurmam gerekir hiç bilememişimdir. Tek derdim yanlış anlaşılmamak, kelimeleri doğru yerlere yerleştirmek aslında. Yeniden bir arkadaş edindim kendime, hiç benim dünyamda olmayan, kendini dinlediğim kadarıyla, yollarımızın kesişeceği bir mecra bile olmadığını düşündüğüm birisi. Geçmişe biraz takık ama gelecekten umudu kesmemek için de çaba gösteriyor. Görseniz tam bir beyefendi, ama içi kim bilir ne kadar serseri. Çokta komik bu arada, üstelik zeki de. Kendini ukala bulduğumu da dile getirmek isterim. Artık bende hatrı sayılır bir arkadaş oldu. Kendisine bugünlerimde pozitif olmanın avantajlarından bahsediyorum. Hayat enerjisi yüksek aslında sanki dışa vurmak için fırsat verilmemiş gibi. Arkasından konuşmak gibi olsa da kalbi kırık, ama korkmuyor gibi de yeniden sevmeye. Ne dersiniz arkadaş biraz deli olabilir mi? Yoksa insan yeniden sevebilir mi?
FAULKNER OKUMAYA GİRİŞ 1-BİYOGRAFİ “Savaş. Ensest. Irkçılık. Nekrofili. Zihinsel hastalık. İntihar. Romanlarından, kısa öykülerinden ve şiirlerinden oluşan kitaplarında William Faulkner, sıradandan sansasyonelliğe kadar, Amerika'nın güneyindeki yaşamın neredeyse her yönünü ele aldı. Yirminci yüzyılın en saygın romancılarından biri olan
Bugün oturup uzun uzun düşündüm. Acaba bir mektup yazsam sana neler yazar neler karalardım boş kağıda diye. Düşermiydi göz pınarlarımda biriken damlalar, yürekten dökülmüş kaleme dil olmuş kelimelere...Nasıl etmeli nasıl başlamalı, ilk kelimesi ne olmalıydı adresi belli olmayan bu mektubun... Herkes aşkım, sevdam, yüreğim diye başlar ya benim
.... Direnen kadın özgür gelecek İran rejiminin 43 yıldır halka çektirdiği zulmün artık sonu geliyor gibi görünüyor. Onların devrim dediği korku imparatorluğunun karşısında artık yeni ve güçlü bir kadın devrimi var. Mahsa Amani anısına… Yazıma sevgili Sezen Aksu’nun şu sözleriyle başlamak istiyorum ‘’…özgürlük kaç ölüm ister? kaç kadın, kaç
Reklam
59 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.