50 syf.
·
Not rated
·
Read in 2 hours
Uzun zamandır kitap okuyamıyordum. İstemediğim için değil de daha çok yoğun ve zor bir süreçten geçtiğim için. Uzun bir aradan sonra kitap okumaya başlamak için en doğru seçim bu kitap oldu sanırım. Stefan Zweig her eserini zevkle okuduğum gibi bu eserini de severek ve zevk alarak okudum. Çok kısa bir eser olduğu için elinize aldığınızda tek solukta okuyabileceğiniz, dışarı çıktığınızda, bir kahve molası verdiğinizde size eşlik edebilecek bir eser. Kitapta Ferinand isimli bir ressamın ülkesindeki savaştan kaçıp İsviçre kırsalına sığınmasını, askerliğe çağrılmasına dair bir mektup alması ve oraya gitmeye mecbur hissetmesini, eşiyle beraber içinde bulunduğu ruhsal durumları ele almış. Okuduğunuzda asla pişman olmayacağınız bir eser olduğunu düşünüyorum.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162.6k okunma
72 syf.
·
Not rated
İnceleme demeyelim de üzerine konuşmak diyelim
Kitap tabir-i caizse "dün" yazılmış, bugüne ve yarına hükmediyor. İnsanlığın uygarlık adına bugüne kadar katettiği yolun bir salgın yüzünden bir anda sıfır noktasına döndüğünü düşünün. Salgından kurtulanlardan olmak ister miydim diye sorguluyor insan ama çok sorgulamaya gerek yok zira yazarımıza göre şansımız çoook düşük. Yazar salgınla dünyaya format atıyor diyebiliriz bence. Eğer uygarlığın sıfır noktasını yazarın çizdiği tablodaki gibi görüyorsanız tablo cidden içler acısı ama ben öyle görmüyorum daha doğrusu inanmıyorum. Kitap hakkında yazılabilecek onca şey varken bu kısımdan başlamam evet bencede biraz "değişik" oldu. Uygarlığın başında da insanlığın zır cahil, yabani vb olduğunu düşünmüyorum. Tabiki böyleleri vardı ama şimdi olduğu kadar (uygarlığın zirvesindeki kadar) vardı. Yazarın "uygarlık" tanımını da her şeyiyle kabullendiğimi söyleyemem. Neyse biraz da yazarım çizdiği tablodaki sevdiğim şeylerden bahsetmek istiyorum. Toplumda sınıf ayrımlarının bir anda ters döndüğünü görmek bize aslında hiçbir şeyin gerçek sahibi olmadığımızı gösteriyor. Ne demiş London amca "Geçici düzenler köpükler gibi uçar gider". Peki günün birinde bizi yönetmeye kalkacak büyücülere ne demeli... Neyse bunu burda bitiremezsem sonu gelmeyecek yazımın.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202033.2k okunma
Reklam
544 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 16 days
Öncelikle bu incelemeye, Hans Fallada'yı anmakla başlamak istiyorum. Çünkü yaklaşık 3 ay önce okuduğum ''Herkes Tek Başına Ölür'' kitabının sahibi kendisi. Ayrıca bu incelemede anma sebebim ise ''Bülbül''ü okurken sıkça o kitabını hatırlamam ,o kitabın ne kadar iyi bir eser olduğunu bana tekrar tekrar hatırlatması oldu. Ve ben de anmadan edemedim
Bülbül
BülbülKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20174,932 okunma
"Bazen," diyordu kendi kendine, "hâlâ insan olduğum dönemde, o özgür ve güçlü insan diğerlerine yerine getire cekleri talimatları verdiğinde, göğü bulutların kapladığını, denizin titreşip gürüldediğini, gökyüzünün bir köşesinde doğan fırtınanın devasa bir kartal gibi ufkun iki yanını döv düğünü gördüğümde, gemimin güçsüz bir sığınak
Sayfa 156 - I. Cilt | Dantès
864 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 19 days
Her Şeyden Önce Bir Uyarı Yaparak Başlamak İstiyorum Bu Güzel Kitaba. Kitapta Olumsuz Öğe Ve Unsurları İçermektedir. Bunu Söylememin Sebebi Kitabın Bu Kadar Popüler Olup Lise Öğrencisinin Okumak İsteyebilme İhtimaline Karşı . Bana Göre Kesinlikle O Çağdaki Öğrenciye Uygun Bulmadığımı Belirtmek İsterim. Kitabı Duyma Ve Okuma Serüvenime Gelecek
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20223,015 okunma
Hisar’ın beyaz kuzgunları, siyah kuzenleri gibi mesajlar taşımazdı. Eski Şehir’den çıkmalarının bir tek amacı vardı: Mevsimin değiştiğini haber vermek. “Kış,” dedi Sör Kevan. Kelime, havada beyaz bir sise dönüştü. Kevan pencereden döndü. Sonra, göğsündeki kaburga kemiklerinin arasına bir şey çarptı, bir devin yumruğu kadar sertti. Sör Kevan
Reklam
1,000 öğeden 801 ile 810 arasındakiler gösteriliyor.