ATATÜRK ile Çiftçi
Atatürk, dinlenmek için gittiği İstanbul’daki Florya Köşkü‘nden, yanında yalnızca şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken tarlasında sabanla çift süren bir çiftçi görür. Çiftçinin sabanında koşulu olan öküzün yanında, koşulu bir de merkep vardır. Atatürk şoförüne; — Arabayı durdur, der. Arabadan iner. Tarlaya doğru yürür. Çiftçi kendisine doğru
Türkiye'nin İlk Yılları
🗞Yeni Çağrı Gazetesi’nde bu haftaki köşe yazımda, çoğunluğu Mustafa Kemal Atatürk’ün meclis konuşmalarını içeren Türkiye’nin İlk Yılları kitabına yer verdim. 🔖Kitap Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Mart 1924 günü yaptığı meclis konuşması ile başlarken, 1 Kasım 1938 günü Atatürk adına Başvekil Celal Bayar tarafından okunan meclis konuşması ile son buluyor. 📍Eğitimde, sanatta, kültürde, ekonomide, tarımda, hayvancılıkta, endüstride, sanayileşmede, siyasette, dış politikada, sporda, müzikte, hukuk ve adalette, yargıda, kadınlarımıza verilen kıymette, kısacası demokrasi seviyemizi yükseltecek ve bizi çağdaş uygarlık seviyesinde zirveye taşıyacak tüm konularda Mustafa Kemal Atatürk ne yaptıysa, hepsini meclis konuşmalarında anlatmış ve o konuşmalar da bu kitapta yer alıyor. 📍Bizlere düşen görev de O’nun izinden giderek, bu kitabı öğrenim hayatı boyunca gelecek nesillerimize okutmak ve öğretmektir. 🗞Kitapla ilgili çok daha fazlası, Mustafa Kemal Atatürk’ün İslamiyet ile ilgili düşünceleri, İslam dinine verdiği kıymet, eğitim sistemi ile ilgili izlediği politika ve çok daha fazlası köşemde… 🖇yazımı okumak isterseniz link hemen aşağıdadır; yenicagri.com/turkiyenin-ilk-... egazete.yenicagri.com/basili-gazete-s... Kitapla ve sevgiyle kalın...
Reklam
28 ekim 1923: yarın cumhuriyet ilan edeceğiz! ve ertesi gün
ankara hükümeti meclisleri meclisin açıldığı 1920den 1922ye dek gerek ulusal gerekse uluslararası politik, toplumsal, idari konularda aynı anda birçok mücadele vermiş, 1923 yılına da aynı mücadeleci kimliği ile girmiştir. 1923 yılının başlarında lozanda itilaf devletleri ile ekonomik konularda anlaşamayan ankara hükümeti lozanda görüşmeleri
27 Ekim 1923 Nutuk'tan/ Hükûmet üyeleri ile Çankaya'da yaptığımız toplantı sonunda, bakanların bana verdikleri istifa yazısı şuydu: Yüksek Başkanlıga Türkiye Devletïnin, karsı karsıya bulunduğu iç ve dis meseleleri kolaylıkla çözebilmesi için mutlaka çok kuvvetli ve Meclis'in tam desteğini kazanmış bir hükûmete ihtiyacı olduğu
Mustafa Kemal Paşa'nın Hayatından Kareler..
Mustafa Kemal Atatürk, Başvekil İsmet İnönü ile beraber Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan III. Türk Dil Kurultayı toplantısında celse arası görüşmesi sırasında, İstanbul.. 28 Ağustos 1936.
Zalim darbeci cunta! / yaşasın zalimler için CEHENNEM!
Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Bayar hakkındaki idam kararı kararı, yaş haddi nedeniyle müebbet hapse çevrildi. 42 kilo kaybetmiştir Adnan MENDERES. 27 Mayıs cuntasının akıl almaz iftiralar ve linç kampanyası eşliğinde iktidardan ettiği Başbakan Menderes ile ilgili şok dosya açılıyor. Ele geçirilen belgeler, idamı öncesi Yassıada’da çeşitli işkencelere maruz bırakılan Menderes’in, milli irade düşmanları tarafından hücresinde dövüldüğünü ortaya koyuyor. BİR SUBAYIN RAPORLARI Askerlerin dövmesinden dolayı Menderes'in yüzünde oluşan morlukların Yassıada duruşmaları sırasında görülmesinden endişe eden cuntacılar, buna önlem almayı da ihmal etmemiş. İstihbaratçı Yarbay Aka, geçtiği durum raporlarından birinde 'Sabık Başvekil'in yüzündeki morlukların acilen kapatılacağını ve Menderes'in Yassıada duruşmalarına 'normal' şekilde yetiştirileceğini müjdeliyor. Aka, "Sabık Başvekilin yüzünde oluşan morluklar mahkeme süresince tedavi edilerek mahkemeye hazır vaziyette intikal edecektir. Saygılarımızla arz olunur efendim" diyor. HAP VER UYUT Yarbay Necip Aka'nın, Milli Birlik Komitesi'ne 17 Ekim'de gönderdiği bir rapor ise Başbakan Adnan Menderes'e yapılan işkencelerin dayaktan ibaret olmadığını gösteriyor. Menderes'in okuduğu dini kitaplara el konulurken, gazete ve dergilere ulaşması da engelleniyor.
Ben Adnan Menderes Yani Astığınız Adam
Ben Adnan Menderes Yani Astığınız Adam
Reklam
Rojbaş
"Newala Xwînê :Zilan 1930" Zilan bölgesi Van -Erciş ile Ağrı -Diyadin arasındaki dağlık bölgeden mütteşekil 60’tan fazla yerleşim birimini ihtiva eder. Bölgeyi deyim yerinde ise ortadan ikiye ayıran nehir de aynı isim ile anılır. Günümüzde Van-Erciş’in idari sınırları içerisinde yer alır. Zilan bölgesi, Şeyh Sait (Azadi)
1925 yılında Diyarbakır 'da görev yapan Şark İstiklal Mahkemesi başsavcısı Süreyya Özgeevren 1957 yılında Dünya Gazetesinde yayınladığı anılarından birini anlatır : "Bir gün mahkemeye kara  yağız,  yiğit bir Kürt genci getirdiler . Hakimler sorguya çekti. Türkçe bilmediği anlaşılınca,  hakimler danıştılar ve delikanlının idamına karar verdiler . Mahkemenin idam gerekçesi dehşet vericidir: Türkçe bilmeyen bir kimseden bu memlekete hayır gelmeyeceğinden idamına karar verildi . Hemen o gece çocuğu götürüp astılar.  Dağkapıda Yalova adlı bir otel vardı.  Orada kalıyordum.  Uyur uyumaz o Türkçe bilmeyen çocuk rüyama girerek boğazıma sarıldı ve niye beni bıraktın beni idam ettirdin ? Diye tehdit etti . Sabaha kadar bu hal iki üç kere tekrarladı . Deliye dönmüştüm.  Sabahleyin mahkemeye gittim ve hakim arkadaşlara dedim ki ,  "Birader , Türkçe bilmeyenleri asarsak tüm Diyarbakırlıları , hatta tüm Doğuluları asmamız lazım.  Biz buraya suçluları cezalandırmaya  geldik . " Rüyada başıma gelenleri onlara anlattım ; Mazhar Müfit ve öteki hakimler " Sen karışma,  bu bizim işimizdir. " dediler Ben de savcılığımı  ileri sürdüm aramızda münakaşa , ağız kavgasına kadar ilerledi . Ben ve onlar şifreyle durumu Ankara 'ya bildirdik . Bir hafta sonra Başvekil ismet inönü'den şu telgrafı aldım; "Ahmet Süreyya Bey , Diyarbakır İstiklal Mahkemesi Başsavcısı.. Gayemiz Kürtlerin ve Kürtçülüğün kafasının ebediyen ezilmesidir.  Hakim arkadaşlarınla anlaş.  Gözlerinden öperim.  "
CUMHURİYET'İN İLK YILLARI, ORDU- SIYASET
Yıl 1924, 27 Kasım günü Meclis’te Başvekil Fethi (Okyar) Bey hükümet programını okuyor. Söz alan Konya Mebusu Refik (Koraltan), Fethi Bey hükümetine desteğini anlatırken şöyle konuşur: “Hayat ve istiklalimizin kurtuluşu yolunda, yenileşme ve inkılap sahasında attığımız hakiki ve kuvvetli adımların koruyucusu olan kahraman ordumuz kendisi ile beraberdir...” Fethi Bey tekrar kürsüye gelir, Refik Bey’e desteği için teşekkür ederek şöyle konuşur: “Buyurdular ki; ‘ordu, Fethi Bey ile beraber olacaktır.’ Bunun düzeltilmesi lazımdır. Zaten hiç şüphem yoktur ki Refik Bey bunu kastî söylememiştir. Belki bir hata olarak söylemiştir. Ordu, millet ordusu, vatanın kahraman ve yüksek muhafızıdır. Bu vazifeyi daima ifa edecektir…” Fethi Bey şöyle devam eder: “Parti içinde ve Meclis içinde değişmelere maruz olan hükümet heyetinin şu veya bu üyesi ile beraber olacağını söylemek ordunun vazifesi haricinde olan bir şeyi orduya yüklemektir. Şüphem yoktur ki, Refik Beyefendi de bunu zühul olarak söylemişlerdir. Herhalde düzeltilmesi lazımdır.” (Zabıt Ceridesi, devre II, cilt 10, s. 401) Görüyor musunuz kaliteyi? Görüyor musunuz ‘devlet’ şuurunu?.. Fethi Bey siyasi tarihimizdeki fazilet abidesi şahsiyetlerden biridir. Refik Koraltan da özür dileyerek sözünü düzelmiştir. TAHA AKYOL
Türk töresinde ordu büyük, tarihi ve manevi bir varlıktır. Nutuk söylemez, makale yazmaz, demeç vermez. Dilsizdir fakat akılsız değildir, düşünür, tedbir alır ve yapar. Her subay kendini memleketin emniyet ve selametinden asgarî başvekil kadar mesul sayar. O konuşursa başka herkes susar.
Dündar Taşer
Dündar Taşer
Mesele
Mesele
Reklam
Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa, o memleketin dibi oyulmuş demektir. Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiç bir güç kurtaramaz. Kanun karşısında eşkıya İnce Memed de birdir, Başvekil İsmet Paşa da... İnce Memed 3, Yaşar Kemal
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.