CUMHURİYET'İN İLK YILLARI, ORDU- SIYASET
Yıl 1924, 27 Kasım günü Meclis’te Başvekil Fethi (Okyar) Bey hükümet programını okuyor. Söz alan Konya Mebusu Refik (Koraltan), Fethi Bey hükümetine desteğini anlatırken şöyle konuşur: “Hayat ve istiklalimizin kurtuluşu yolunda, yenileşme ve inkılap sahasında attığımız hakiki ve kuvvetli adımların koruyucusu olan kahraman ordumuz kendisi ile beraberdir...” Fethi Bey tekrar kürsüye gelir, Refik Bey’e desteği için teşekkür ederek şöyle konuşur: “Buyurdular ki; ‘ordu, Fethi Bey ile beraber olacaktır.’ Bunun düzeltilmesi lazımdır. Zaten hiç şüphem yoktur ki Refik Bey bunu kastî söylememiştir. Belki bir hata olarak söylemiştir. Ordu, millet ordusu, vatanın kahraman ve yüksek muhafızıdır. Bu vazifeyi daima ifa edecektir…” Fethi Bey şöyle devam eder: “Parti içinde ve Meclis içinde değişmelere maruz olan hükümet heyetinin şu veya bu üyesi ile beraber olacağını söylemek ordunun vazifesi haricinde olan bir şeyi orduya yüklemektir. Şüphem yoktur ki, Refik Beyefendi de bunu zühul olarak söylemişlerdir. Herhalde düzeltilmesi lazımdır.” (Zabıt Ceridesi, devre II, cilt 10, s. 401) Görüyor musunuz kaliteyi? Görüyor musunuz ‘devlet’ şuurunu?.. Fethi Bey siyasi tarihimizdeki fazilet abidesi şahsiyetlerden biridir. Refik Koraltan da özür dileyerek sözünü düzelmiştir. TAHA AKYOL
Türk töresinde ordu büyük, tarihi ve manevi bir varlıktır. Nutuk söylemez, makale yazmaz, demeç vermez. Dilsizdir fakat akılsız değildir, düşünür, tedbir alır ve yapar. Her subay kendini memleketin emniyet ve selametinden asgarî başvekil kadar mesul sayar. O konuşursa başka herkes susar.
Dündar Taşer
Dündar Taşer
Mesele
Mesele
Reklam
Eskide hilafet şimdi Cumhuriyeti
Büyük Millet Meclisi, 1924'ün 3 Mart günü hilâfeti kaldırmış ve son Halife Abdülmecid Efendi tam 83 yıl önce bugün, sürgüne gönderilmişti. Ama sözkonusu kanunun ilk maddesinde Halife'nin azledildiğinin söylenmesinden hemen sonra bir başka ifade geliyor, "Hükümetin ve cumhuriyetin anlamı ile kavramı aslında hilâfeti de içermektedir"
"Atatürk, Dinlenmek İçin Gittiği İstanbul’daki Florya Köşkünden, Yanında Yalnızca Şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken Tarlasında Sabanla Çift Süren Bir Çiftçi Görür. Çiftçinin Sabanında Koşulu Olan Öküzün Yanında, Koşulu Bir de Merkep Vardır. Şoförüne; — Arabayı Durdur, Der. Arabadan İner. Tarlaya Doğru yürür. Çiftçi Kendisine Doğru
Bir şeyin %100 yerli olduğunu anlatırken 'Sümerbank Basması' ifadesi kullanılır. O bile bu ülkede Sovyet desteği ile kuruldu. Rahmetli
Neyzen Tevfik
Neyzen Tevfik
, başvekil
İsmet İnönü
İsmet İnönü
’nün Sümerbank Bez Fabrikasını açtığı günlerde, Türk Dil Kurultayı’nda Dil Profesörü Ahmet Caferoğlu’nun konuşmasının yarattığı hoşnutsuzluk üzerine 1932 yılında şu şiiri daha doğrusu hicvi yazmıştır. fabrika yaptı sümerbank bez için, çok muazzam bir eser bu, lâf değil! dil işinde ehl-i dil tezden dedi, s*çtı cafer, bez getirsin başvekil.  Yani anlayacağınız bizim ülkede yerli de yerli değil. :)
YILDIZ SARAYI MERKEZiYETÇİLİĞİ
2.Abdulhamit dönemi Türk İdari Tarihi açısından çok önemlidir. Yıldız Sarayı Bürokrasisi'nin işleyişi güvensizlik , kuşku ve hafiyelik sistemine dayanır . Taşranin Valisi ,Dahiliye Nazırı bir yana , Başvekil'e bile danışmadan silsileyi direk atlayıp Yıldız Sarayı' na telgraf çekmesi sistemi özetler . Dönemin Başvekillerinden Ferit Paşa ' Rıhtımdaki hamallarla kendi işimi kıyasladığımda onlara gıpta ediyorum ' demesi durumun ne hale geldiği için güzel bir örnek . Rus Çarı 'nin Kılıcını hediye ettiği Plevne Kahramanı G.Osman Paşa ise Basmabeyn olarak sarayda Bahçıvan işleriyle uğraşması dönemin önemli isimlerine duyulan kuşguculuğun sonucudur. Anadolu Üniversitesi / Türk İdari Tarihi.
Reklam
Geri13
40 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.