Ders Niteliğinde Bir Hikaye
RİVAYET odur ki! Abbasi hükümdarı Harun Reşid’in “Cafer” adında bir veziri varmış, vezir itibarlı Bermeki aşiretindenmiş... Bir gün Harun Reşid ile başveziri kırda bayırda, bağda bahçede dolaşmaya çıkmışlar. Bir elma ağacı görmüşler, ama ağaç yüksek, tırmanıp koparmak mümkün değil... Hikâye bu ya, hükümdar Harun Reşid, başvezirine “kıyak” yapmış, diz çökmüş, Cafer, hükümdarın omzuna basıp birkaç elma koparmış. Bahçıvan uzaktan seyrediyormuş; yanlarına gelince Harun Reşid adamı kutlamış, böyle elmalar yetiştirdiği için ödüllendirmek istemiş: “Dile benden ne dilersen!” Bahçıvan boynunu bükmüş: “Bu başveziriniz Cafer var ya, ikimiz de aynı aşiretteniz, Bermeki aşiretinden. Sizden ricam benim kaydımı bu aşiretten silin.” * * * BAHÇIVAN o kadar ısrar etmiş ki, sonunda Harun Reşid kaydını silmiş... Zaman geçmiş, başvezir Cafer işi azıtmış, hükümdarın arkasından komplolar kurup kendi aşiretinin hanedanını başa geçirmeye çalışmış... Durumu anlayan Harun Reşid emretmiş: “Başta Cafer, bu aşiretten kim varsa boynunu vurun!” * * * BİR süre sonra cellatlar gelmiş, yanlarında bahçıvan: “Efendim, bu da aynı aşiretten ama, elinde sizin fermanınız var, aşiretten çıkarmışsınız...” Harun Reşid hatırlamış: “Yahu sen niye bu aşiretten çıkmak istemiştin?” “Bu Cafer’in iki elma için hükümdarın omzuna bastığını görünce, bu adamın çıkarı için yapmayacağı iş yok, bana da zararı dokunmasın diye, beni bunlardan atın, dedim.”
Kürt öncülerinden biri der ki : navê bavekî baş zarokek 100 salan bi navê xwe nan dixwe. Türkçesi İyi bir babanın adıyla çocuğu yüz yıl ekmek yer
Reklam
Atatürkün Dersim Katliamından (Katledilen Çocuklar)
Dere içinde 20 çocuğu öldürecek kimse bulunamadı. Mazgirt'in Tersemek nahiyesinde yaşanan bir olayı da nakleden Kısakürek, nahiye halkı öldürülürken, merhamet sahiplerinden birinin, 1 ile 10 yaş arasında 20 kadar çocuğu alıp bir dere içine sakladığını, ancak bu haber alınınca çocukların öldürülmeleri emrinin verildiğini anlatıyor. Kısakürek, anlatımına şöyle devam ediyor: 'Fakat bu emri yerine getirebilecek kimse zuhur edemiyor. En katı yürekliler bile, böle müdafaasız masumlara silah kullanamayacaklarını söylemeye mecbur kalıyorlar. Tecrübe birkaç defa akamete uğruyor ve hayli sıkıntı mevzu oluyor. Nihayet, en kara yüzlü çingeneden daha karanlık suratlı bir adam bulunuyor ve bir dere içinde titreşe titreşe bekleyen 20 masumun işi bitiriliyor. Murat suyunun kandan kıpkızıl aktığını görenler olmuştur. Celal Bayar'ın Başvekil ve Mareşal Fevzi Çakmak'ın Genelkurmay Başkanı bulunduğu 1938 yılında cereyan eden Dersim faciası, her tavsifin (sıfatlandırmanın) üzerindedir.' (Necip Fazıl KISAKÜREK)
Sonuna kadar okuyun !
(ATAMIN ibretlik anısı) "Atatürk, Dinlenmek İçin Gittiği İstanbul’daki Florya Köşkünden, Yanında Yalnızca Şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken Tarlasında Sabanla Çift Süren Bir Çiftçi Görür. Çiftçinin Sabanında Koşulu Olan Öküzün Yanında, Koşulu Bir de Merkep Vardır. Şoförüne; — Arabayı Durdur, Der. Arabadan İner. Tarlaya Doğru
"Atatürk, Dinlenmek İçin Gittiği İstanbul’daki Florya Köşkünden, Yanında Yalnızca Şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken Tarlasında Sabanla Çift Süren Bir Çiftçi Görür. Çiftçinin Sabanında Koşulu Olan Öküzün Yanında, Koşulu Bir de Merkep Vardır. Şoförüne; — Arabayı Durdur, Der. Arabadan İner. Tarlaya Doğru yürür. Çiftçi Kendisine Doğru
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun!
DAVETİYE Ey Benito Musolini! Ey gayet yüce, İtalyanlar başvekili muhterem Düce! Duydum ki, yelkenleri edip de fora Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora. Buyursunlar... Bizim için şavaş düğündür; Din Arab'ın, hukuk sizin, harp Türk'lüğündür. Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa Türk eri de öyle gider kanlı savaşa. Hem karadan, hem denizden
Reklam
161 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.