Peki ya İslam olmasaydı? Graham E. Fuller İslamsız Dünya adlı eserinde İslamsız bir dünyada yine de aynı şekilde hizipleşme ve bölünme olacağını iddia eder. Tarihçiye göre İslam doğ duğu coğrafyada can bulmamış olsaydı, İslam'ın yerini Doğu Kili- sesi alacak ve bu sefer de esas savaş Batı ve Doğu Kiliseleri arasında olacaktı. Doğu'yla Batı'nın savaşını aynı dinden, fakat farklı mezheplerden insanlar sürdürecekti.
Nasıl geçen yüzyılda kitle basını, popüler magazinler, kadın dergileri ve santimantal edebiyat tarih diye insanların oturdukları kentlerin, bu kentlerdeki "meşhurların" tarihçelerini, aile geçmişlerini ele alıp "tarih" diye sunmuşsa, günümüzdeki bu tür belgesel/dramatize TV dizilerinde de aynı şey yapılmaktadır. Bu dizilerde, kitle basını aracılğı ile kitlelerin bildiği olaylardan, kişilerden, yerlerden çıkarılmış öykülerle "tarih" yapılmaktadır. Üstelik bunlar yaşadıkları günlerde kitle basını aracılığı ile nasıl bir enformasyon olarak öğrenilebilmişlerse gene öyle verilmekte; bunların yaşadığı zamanın üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra bile, tarih içindeki anlamları araştırılıp verileceği yerde, daha çok, "bilinen" popüler yanlarıyla verilmektedir.
Böylece, "Batı'nın tarihi" diye demiryolcu büyük ailelerin tarihi; 1929 Bunalım'ının tarihi diye de, Şikago gagsterlerinin tarihi, vb. popülerleşmiş bilgilerden oluşan bir yapıntı tarih sunulmaktadır. Bu olaylar böylece, kendi zamanlarında nasıl kitle iletişim araçlarındaki sunulmaları sırasında kitlelerce ancak dolaylı olarak yaşanabilmişler ve yaşanan hayata ait bilgilenme oluşturamamışlarsa, günümüz TV dizilerindeki "tarihleştirilmiş" yeni "tasvirleri" ile de tarih hakkında bilgilenme olanağı oluşturamamaktadır.
Sayfa 145 - Tarih'i Televizyon Yiyor isimli bölümden.. Ünsal Oskay eleştirisi diye de bir şey var.
12 haziran da batı Avrupa kuvvetleri Rus sınırını aştılar ve savaş başladı, daha doğrusu insan aklına aykırı ve tüm insanlıkla bağdaşamayacak bir olay meydana geldi.
Batı'nın başka ülkeler halkına uygulamış olduğu 'gücü gücüne yeten' şeklindeki dağ kanununu, Batı'ya benzemek hevesiyle biz kendi halkımıza uygulamışızdır: Şehrin gücü köye yetmiştir, Batı'nınki Doğu'ya, ağanınki küçük köylüye ve her alanda eklenen yeni halkalarla bu zincir uzayıp gitmiştir.
Bir diğer barış gönüllüsü Tom Hurndall. Rachel'den (tanımayan yoktur artık diye düşünüyorum) bir ay sonra bu kez bir çocuğu İsrail mermilerinden korurken başından vuruldu ve bir süre bitkisel hayatta kalarak öldü. Ne vatandaşı olduğu İngilizler ne de hiçbir batı ülkesi sesini çıkartmadı. Demek ki Amerikalı ya da İngiliz ya da Filistinli olmak pasaport ile ve kimlik ile değil, yürek ve insanlık ile oluyormuş. Demek ki dünyada iki tane mensubiyet varmış, biri Filistinli olmak yani insanlık vatandaşı, diğeri hangi cehennemin dibiyse işte.
Dekor değiştiriliyor, ama dünya aynı dünya, insanlar aynı insanlar. Hâlâ sert, inatçı, ahlaksız, saf ve eskiden olduğu gibi bugün de bir insan diğerinin bedensel zevklerinin kaynağı.
(11 OCAK 1921)
Çukurhisar'da Batı Karargâhı'nda Abdi Efendi
Erkânıharbiyei Umumiye Reisi ve Batı Cephesi Kumandanı İsmet Beyefendi'ye
İnönü Meydan Muharebesi'nde Batı cephesi kıtalarının uğurlu ve kahredici kumandanız altında hazırladıkları kati galebeden dolayı zatı devletlerine ve kahraman ordunuzun bütün kumandanlarıyla subaylarına ve efradına Büyük Millet Meclisi'nin kalbi tebriklerini takdim ve bu muvaffakiyetin mukaddes topraklarımızı düşman istilasından tamamen kurtaracak olan kati zafere hayırlı bir başlangıç olmasını eltafı ilahiyeden tazarru eyler ve işbu tebriklerimin bütün Batı Ordusu efrat ve subaylarına tebliğini rica eylerim.
11.1.37 [1921]
Büyük Millet Meclisi Reisi
Mustafa Kemal
Bütün düşüncelerim bir gözlemden ibarettir.
Pandemiye dönüşen virüs Çin kaynaklı olmayıp bir laboratuvar ürünü virüstü. Bu artık bir komplo teorisi değil.
Amacı Çin ekonomisini zayıflatmak ve aynı zamanda aşı ile bütün dünyaya yayarak küresel ilaç şirketleri aracılığıyla vurgun vurmaktı.
Her ikisi de gerçekleşti.
Aşıların maliyeti dışında