Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sanayi Devrimi’nden ve Makineleşmeye Geçilmeden Önce İnsanlar
Çoğu güçlü-kuvvetli, yapılı insanlardı; komşu köylülerden pek farklı bir görünümde değillerdi. Çocukları, temiz kır havasında büyüyordu; çalışmada ana-babalarına yardım ederlerse, bu ancak ara sıra olurdu; onlar için sekiz ya da on iki saat çalışma diye bir kaide yoktu. 'Saygın' insanlardı, iyi koca, iyi şey söz konusu
Sayfa 202 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
SONSÖZ - Sonuç Olarak Engels ve Batı Hakkındaki Düşünceleri
Engels, İngiltere'de toplumsal savaşın hızla ilerlediğini, herkesin kendisini korumaya çalıştığını ve her önüne çıkana karşı kendisi için savaştığını öne sürmüştür. Artık hiç kimsenin insanlarla barış içinde yaşamayı düşünmediğini, tüm karşıtlıkların tehditle, zorbalıkla ya da mahkemede çözüldüğünü bildirmiştir. Kısacası, Engels'e göre, İngiltere'de herkes, komşusunu ya ortalıktan temizlenmesi gereken bir düşman ya da kendi yararı için kullanabileceği bir araç gibi görmeye başlamıştır. Engels, burjuvazinin mahvettiği İngiltere'de insanlar arasındaki savaşın her yıl daha sert, daha hırslı ve daha uzlaşmaz biçimde büyüdüğünü, yani düşmanların adım adım iki büyük kampa (bir yanda burjuvazi, öte yanda işçiler) bölündüğünü ileri sürmüştür. Engels, kapitalist toplumdaki işçilerin sefaletine yol açan etkenler arasında üretim sürecinde makinelerin yoğun kullanılmasına ve makinelerdeki sürekli iyileştirmelerin rolüne vurgu yapmıştır. Engels, kapitalist üretim tarzındaki burjuvazinin mülkiyetinde olan makinelerin işçileri üretim dışında bıraktığını, yoksulluk ve suç ürettiğini öne sürmüştür. Kendi deyişiyle, "makinelerdeki her iyileştirme, işçileri işsiz bırakıyor ve ilerleme arttıkça, işsiz sayısı daha da çoğalıyor; bu çerçevede, her büyük ilerleme, bir miktar işçi üzerinde ticari bunalım etkisi yapıyor; yoksunluk, sefillik ve suç üretiyor.
Sayfa 232 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Kötü İnsanların Uygarlığı Olarak Batı Uygarlığı
Machiavelli'ye göre insan; kötü ruhlu ve ahmak bir yaratıktır. İnsan, genel olarak kötüdür. lyi olmak isteyen insan, kötüler arasında ezilmeye mahkûmdur. Machiavelli, "insanların kötü olduklarına, özellikle de Batı'da bolca kötü insanın bulunduğuna vurgu yapmış, kötüler arasında iyi olan insanın hayata tutunamayacağını öne sürmüştür. Kendi deyişiyle, "her şeyde ve her yerde iyi insan olarak görünmek isteyen kimse, bunca kötü insanın arasında yok olmaktan kurtulamaz." Kötü tinli olan ve olabildiğince kötü eylemler sergileyen insanlar yüzünden Machiavelli, Batı düzenini "iyilik"lerle değil, “Kötülük"lerle betimlemiştir. Başka bir deyişle Batı dünyası, kötü insanlar sayesinde iyiliklerin kaybolduğu, kötülüklerin ise sürekli bir biçimde boy attığı bir mekân haline gelmiştir. Machiavelli'ye göre, “insanlar kötüdürler, ellerine geçen ilk fırsatta kötülük yaparlar. İyi olmalarını gerektiren bir gerekçe olmadıkça, insanlar hep kötü davranırlar. İnsanlar iyilik yapmaktan pek hoşlan- mazlar, yani "insanlar iyi zamanlardan sıkılırlar." Böylece Machiavelli, Batı'da iyiliğin yerini daima kötülüğün aldığından söz etmiştir. Machiavelli, Batı dünyasının "her zaman aynı kötülüklerin" ve "hep aynı toptan kötülüğün" olduğu bir yer olarak görmüştür.
Sayfa 61 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
SONSÖZ - Sonuç Olarak Machiavelli ve Batı Hakkındaki Düşünceleri
Machiavelli'ye göre, "herkesin nefret dolu olduğu bir yerde kimse güvende olamaz, çünkü kötülüğün nereden geleceğini bilemezsin; herkesten korkan biri ise kendini asla güvenceye alamaz." Machiavelli, Batı uygarlığına mensup insanlarda sevgiden ve neşeden ziyade korkunun egemen olduğunu ifade etmiştir. Netice itibariyle, Machiavelli, Batı insanının yozlaşmış, kaba, bencil, çıkarcı, hilekâr, ikiyüzlü, tutarsız, güvenilmez ve şiddet yanlısı bir insan olduğunu ayrıntılı bir şekilde tahlil etmiştir. Machiavelli, insanların, bilhassa da gözlemlediği Batı insanının "nankör, kaypak, içten pazarlıklı, sinsi, tehlike karşısında korkak, para canlısı, bencil, açgözlü, korkak ve güvenilmez" olduğunu savunmuştur. Machiavelli, Batı'da yaygın olan bu insan tipinin tehlikesine ve insanlığa verdiği/vereceği ciddi zararlara dikkat çekmiştir. Machiavelli'nin deyişiyle, "dinsiz ve şiddete meyilli, cahil, tembel, rezil ve aşağılanmış olanlar din yıkıcılardır, krallıkları ve cumhuriyetleri parçalayanlardır; erdemin, okumanın ve insanlığa yarar ve saygı getiren diğer bütün sanatların düşmanıdır ve alçaktırlar." Sözün kısası, Machiavelli, Batı insanını gaddar, acımasız, öfkeli, kindar, vahşi ve barbar olarak nitelemiştir. Machiavelli, Batı insanının insanlık için büyük bir tehdit konumunda olduğunu da ayrıca belirtmiştir.
Sayfa 224 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Schopenhauer, Batı uygarlığını, onun kötülüklerini ve ürettiği insan tipini yoğun bir şekilde eleştiri süzgecinden geçirmiştir. Schopenhauer, öncelikle, Batı insanını doğru tahlil etmiş, Batı insanının büyük çoğunluğunun son derece bencil, adaletsiz, düşüncesiz, hilekâr ve bir hayli düşük zekâya sahip olduğunu iddia etmiştir. Schopenhauer, Batı insanını barbar, servet düşkünü, bencil ve maske takan insan olarak nitelemiştir. Ona göre, Batı insanı, düşünmeyen ve mutluluğu asla tadamayan sürü/kitle insanıdır. Bu hususta, Schopenhauer, "kitlenin kafası, hakiki mutluluğun yer bulamayacağı denli sefil bir sahnedir. Orada daha çok hayaletimsi bir mutluluk yer alabilir. Genel ünün tapınağında, nasıl da karışık bir topluluk bir araya gelir! Mareşaller, bakanlar, şarlatan hekimler, hokkabazlar, dansçılar, şarkıcılar, milyonerler ve Yahudiler" demiştir. Schopenhauer, "kitle/sürü insanı"nın karşısına "zihinsel dünyası zengin insan"ı koymuştur: "Zihinsel dünyası zengin bir insan kendi başına konser veren bir virtüöze ya da piyanoya benzetilebilir. Bilindiği gibi nasıl piyano kendi başına küçük bir orkestraysa bu insan da kendi başına küçük bir dünyadır ve ötekilerin ancak bir arada oluşturdukları şeyi, o kendi bilincinin bütünlüğü içinde oluşturur. Bir piyano gibi o da senfoninin bir parçası değildir, soloya ve yalnızlığa uygundur: onlarla birlikte çalması gerektiğinde, ancak piyonu gibi eşlik edilmesi gereken esas ses olabilir ya da vokal müzikteki piyano gibi ses verebilir.
Sayfa 150 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Sürü İnsanı Üreten Bir Uygarlık Olarak Batı Uygarlığı
Toplumlar, düşünen ve sorgulayan insanlardan ziyade ortalama ve vasat insanlarla doludur. Machiavelli'nin bildirdiği gibi, "dünya sıradan insanlarla doludur." Machiavelli, sıradan insanların en fazla bulunduğu toplumların Batı toplumları ve onları kuşatan Batı uygarlığı olduğunu iddia etmiştir. Machiavelli; Batı uygarlığını,
Sayfa 66 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
SONSÖZ - Sonuç Olarak Schopenhauer ve Batı Hakkındaki Düşünceleri
Schopenhauer, Batı uygarlığının ve bilginin ilerlemesinin sorunları çözmediğini, sadece yeni ihtiyaçları ve onlarla beraber yeni mücadeleleri ve bencillikleri getirdiğini iddia etmiştir. Işte, bunun için Schopenhauer, insanın isteklerini sınırlaması, arzularını dizginlemesi, öfkesini bastırması, bireyin sahip olmaya değecek şeylerden yalnızca sınırlı bir paya erişebileceği gerçeğini akıldan çıkarmaması gerektiğini savunmuştur. Schopenhauer, Avrupa'da insanlığın aşırı saçmalıklar ve maskaralıklardan derinden etkilendiklerini belirtmiştir. Schopenhauer'e göre, insanlar, saçmalıklar ve maskaralıklarla baştan başa kaplı bir dünyaya girmişlerdir. Schopenhauer, insanların yeni baştan bir "insan" olabilmek için öncelikle saçmalıkları ve maskaralıkları üzerlerinden çıkarıp atmaları gerektiğini öne sürmüştür. Çünkü Schopenhauer'e göre, "dünyanın amacı yavan bir aptallar cenneti olmak değildir." Schopenhauer, insanı kötü bir eylemden ve davranıştan alıkoyan beş nedenden söz etmiştir. Ona göre, söz konusu nedenler şunlardır: Cezadan ya da intikamdan duyulan korku; gelecekteki bir hayatta cezalandırılmak korkusu; her türlü insan sevgisini içeren merhamet; statü ve sosyal onuru yitirme korkusu; dürüstlük (yani sadakate ve inanca nesnel olarak sarılmak).
Sayfa 229 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Ücretli Komutanlar
Machiavelli, şu tespiti yapmıştır: "Paralı komutanlar ya çok iyi savaşçıdır ya da değildir; iyi savaşçıysalar onlara güvenemezsin, çünkü ya onların başı olan sana ya da senin saldırmak amacı gütmediğin birine saldırarak, hep kendi çıkarlarını düşünürler; eğer komutan işinin ustası değilse, yeteneksizliği nedeniyle seni yıkıma uğratır." Kısaca Machiavelli, paralı askerlerin hem savunmada hem de saldırı da bir işe yaramadığını, dostlar arasında kahraman, düşman karşısında ise korkak olduklarını, onları savaş alanlarında ücretlerinden başka tutacak bir şeyin olmadığını öne sürmüştür. Machiavelli, paralı askerlerle ilgili olarak devlet adamlarına şöyle seslenmiştir: “Başkalarının silahları ya üstünden dökülür, ya ağır gelir ya da seni boğar."
Sayfa 39 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Sürü İnsanı Üreten Bir Uygarlık Olarak Batı Uygarlığı
Schopenhauer, Batı uygarlığına mensup bireylerin, sıradan insan olduklarını ve onların dinî, mistik, ahlâki ve kültürel alandan ziyade mala, mülke, paraya, lükse, şatafata ve şöhrete daha fazla kıymet verdiklerini iddia etmiştir. Dolayısıyla, Schopenhauer, Batı insanının mutluluğu ve zevklerini hep kendi dışındaki maddî öğelerde aradığını detaylı bir biçimde irdelemiştir. Gerisini Schopenhauer'dan dinleyelim: "Sıradan insan hayatının mutluluğunu kendi dışındaki şeylere, mala mülke, şana şöhrete, kadın ve çocuklara, dostlara, cemiyete ve benzerine bağlar, dolayısıyla bunları kaybettiği yahut hayal kırıklığına uğratıcı bulduğu zaman, mutluluğunun temeli çöker. Bir başka deyişle çekim merkezi kendisi değildir; her heves ve arzuya bağlı olarak bu mütemadiyen yerini değiştirir. Eğer bayağı bir insansa, bir gün bu onun sayfiyedeki evi olacak, bir başka gün yeni satın aldığı atlar olacak ya da dostlara ziyafet vermek yahut seyahat etmek olacaktır, sözün özü lüksle, şatafatla dolu bir hayat... Bunun sebebi zevkini kendi dışındaki şeylerde arıyor olmasıdır." Schopenhauer, Batı insanını parayı çok değer veren ve onu her şeyin merkezine koymuş olan bir insan olarak tarif etmiştir.
Sayfa 135 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
İngilizlerin İrlandalılara Yapıp Ettikleri
Engels, İngilizlerin barbarlıklarının ve emperyalist arzularının daha iyi anlaşılması için onların Irlandalılara yapıp ettiklerine dikkat çekmiştir. Ingilizlerin Irlanda'daki ablukasına, Irlandalılara yaptıkları vahşete ve kötülüklere ilişkin Engels, Marx'a gönderdiği 23 Mayıs 1856 tarihli mektubunda şunları yazmıştır: "Inzibat
Sayfa 171 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Schopenhauer, Batı dünyasında bolca bulunan bencil kişinin, diğer insanlara çok fazla ıstırap verdiğini ve mühim olmayan bir ilgisini tatmin etmek için bile başkalarının can alıcı uğraşlarını harcadığını belirtmiştir. Schopenhauer, bencil kişinin, yani benmerkezci insanın, "sadece kurbanının yağını ayakkabısına bulaştırmak için birini
Sayfa 146 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Batı Barbarlığı 2
Yeni kitabıma başladım. Bu kitabın 1. Serisi de vardı o da çok mükemmel ötesiydi. 1. Serisinde Jean Jack Rousseau, Karl Marx ve Friedrich Nietzsche gibi değerli düşünürlerin değerli fikirlerine yer verilirken 2. Serisinde de 1. Serideki düşünürlerden farklı olarak başka ünlü düşünürlerin (Niccoló Machiavelli, Arthur Schopenhauer ve Friedrich Engels) çok değerli fikirlerine yer verilmiş. Felsefe ve toplum sosyolojisi elbette olmazsa olmazlarımdan. Batı’yı çok fazla öven insanlarımıza karşı Batının bir de barbar ve alçak yüzünü görmelerini istiyorum. Bu yüzden kitabı bitirdikten sonra detaylı bir inceleme yazacağım. Şimdiden belirtmek isterim ki çok değerli bir kitap, Batının bilimsel ve teknolojik konuda çok ileride olmaları gibi olumlu yanlarının yanısıra ne kadar barbar ve bir türlü tatmin olmayan, doymak bilmeyen hırs ve arzularının kurbanı olan insanlarının olumsuz yanları anlatılmış. Ünlü düşünürlerden Niccoló Machiavelli, Arthur Schopenhauer ve Friedrich Engels’in derin fikirlerine fazlasıyla yer verilmiş ve zaten kitap bilhassa onların değerli fikirlerini esas alarak yazılmıştır. Bir sonraki kitap incelememde görüşürüz kıymetli kitap dostlarım ❤️
Engels’e Göre Komünizmin Faydaları ve Şartları
Toplumun komünist örgütlenmesi üyelerine her yönde gelişmeyi içermiş yeteneklerini her yönde uygulama fırsatını verecektir. Bu sayede, çeşitli sınıflar zorunlu olarak silinip gideceklerdir. Demek ki, toplumun komünist örgütlenmesi, bir yandan sınıfların varlığı ile bağdaşmamakta ve öte yandan bizzat bu toplumun kurulması bu sınıf farklılıklarını yok etmenin araçlarını sağlamaktadır. Engels'e göre, komünist toplumu inşa edecek olan tek sınıf, proletaryadır. Proletarya, önce "proletarya diktatörlüğü" olan sosyalizmin, sonra da kendisinin de ortadan kalktığı sınıfsız toplum konumundaki komünist toplumun mimarıdır. Engels'e göre, "eğer proletarya, burjuvaziyle savaşımında, koşulların zorlamasıyla, kendisini bir sınıf olarak örgütlemek zorunda kalacak, bir devrim yoluyla kendisini egemen sınıf durumuna getirecek ve egemen sınıf olarak eski üretim ilişkilerini zor kullanarak ortadan kaldıracak olursa, o zaman, bu ilişkilerle birlikte, sınıf karşıtlıklarının ve genel olarak sınıfların varoluş koşullarını da ortadan kaldırmış ve böylelikle bir sınıf olarak kendi egemenliğini ortadan kaldırmış olacaktır. Sınıflarıyla ve sınıf karşıtlıklarıyla birlikte eski burjuva toplumun yerini, her birinin özgür gelişiminin, herkesin özgür gelişiminin koşulu olduğu bir birlik alacaktır.”
Sayfa 216 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Cehennem Olarak Batı Uygarlığı
Schopenhauer'a göre, dünya, büyük bir enkaz yığını haline gelmiştir. İşte, bu yüzden, kısa ömürlü insan hayatını bu enkazdan kurtarmak gerekir. Kendi deyişiyle, "insan hayatı o kadar kısa, gelip geçici ve her daim açık pençeleriyle kendilerini bekleyen unutulma ejderi tarafından yutulacak o kadar çok insan tarafından paylaşılmaktadır ki bundan bir şeyi çekip almak, yani en ilginç ve önemli şeylerin, belli başlı olayların ve seçkin kimselerin hatırasını genel dünya enkazından kurtarmak elbette övgüye değer bir çabadır." Sözün kısası, Schopenhauer, var olan dünyaya ve onun düzenine olumsuz yaklaşmış, dünyanın sefaletine sıkça gönderme yapmıştır. Schopenhauer, "şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu. Çünkü dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar" demiştir. Schopenhauer, bu dünyayı iyi ya da dünyaların en iyisi saymanın sadece bir aptallık değil, aynı zamanda, bir küfür olduğunu bildirmiştir Schopenhauer, dünyanın gitgide bozulmasında, kötüleşmesinde, sefalet alanı olmasında, nihayetinde dünyanın bir cehenneme dönüşmesinde Batı uygarlığının rolüne atıf yapmıştır. Schopenhauer, Batı uygarlığının dünyayı yaşanılacak mutlu bir yere (cennete) çevirmediğini, aksine dünyayı acı ve ıstırap dolu bir mekân (cehennem) haline getirdiğini ileri sürmüştür.
Sayfa 106 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Schopenhauer
Schopenhauer'a göre zenginliğin doğal ihtiyaçların doyurulması dışında insanın asıl huzuru üzerinde çok az etkisi vardır. Tersine genelde insanın huzuru çok mülke sahip olmanın neden olduğu sayısız ve kaçınılmaz sorun yüzünden bozulur. Fakat yinede insanlar zenginlik elde etmek için zihinsel donanım elde ettiklerine oranla bin kat daha fazla çalışırlar. Oysa insanın ne olduğunun mutluluğu üzerinde neye sahip olduğundan kesinlikle daha fazla katkısı vardır.
31 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.