Sovyetler'in, Asya-Afrika "halkları" arasındaki siyasi faaliyetleri bilhassa müdhiştir. İktisadi çalışmaları ve yardımları dahi, bu siyasî gaye ile alakalıdır. Bu hususta kullandıkları savaş vasıtaları ve teçhizatları ise, çok muazzamdır. Bu mevzuda Batı'nın, ancak feodalite devrinde kaldığı, Sovyetler'in ise, tamamen modern ve çok tesirli vasıtalardan istifade ettiği teslim edilmelidir. Bu vasıtalar, propaganda ve teşkilât olarak iki maddede toplanabilir. Propaganda tohum serper; teşkilât ise bunu yeşertir, geliştirir ve meyvasını alır. Sovyetlerin yaptığı cinsten bir propaganda, şimdiye kadar dünya yüzünde mevcut olmamıştır. Bu propa- ganda, balta girmemiş ormanlardan saraylara, çarşı ve pazar yerlerine, vekaletlere, üniversitelere, ilim yuvalarına sokulur. Bazan tahrik edici, bazan uyuşturucu bazan gizli, bazan açık, bazan direkt, bazan endirekt şekillerde görünür. Mesela her yıl, bütün dil ve lehçelerde 150 bin saati bulan radyo neşriyatı, milyonlarca broşür, kitap, beyanname, bunlardan yalnız bazılarıdır. Her tarafta, ve her ülke- de gazeteler, mecmualar, muharrirler, san'at dergileri, aynı şeyleri propaganda ederler. Bunlar klişeleşmiş ve usanç verici tekrarlar, hattå låf selleri halinde kulaklarda iz bırakırlar. Devamlı tekrarlar, evvelce inanmayanlara bile, "Acaba mı?" dedirtir. Sonra da hakikat addedilir.
Doğu ülkeleri, çocuk gibi kanan adamlarla doludur ve buralar, adeta, mu- galatanın cenneti halindedir. Bu kesif propaganda ve neşriyat, safları aldatır, bu saflar ise, akılları çeler.