30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun sevgili okurlar.
“Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın, vicdanımızı ve kafamızı Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos zaferine borçluyuz.”
Çankaya, Falih Rıfkı Atay (#114610847)
1. Osmanlı İmparatorluğu - Halil İnalcık
2. Batı-Doğu Divanı - Johann Wolfgang von Goethe
3. Hafız Divanı
4. İnce Memed - Yaşar Kemal
5. Fuzuli Divanı
6. Timurlenk
7. İslam Uygarlıkları Tarihi - Corci Zeydan
8. Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları - Bernard Lewis
9. Savaş ve Barış - Lev Nikolayeviç Tolstoy
10. Kral Lear - William Shakespeare
11.
Cemil Meriç in en çok satan ve en çok okunan eseridir.Eseri incelemeye geçmeden önce Cemil Meriç'in bu kitapta bahsettiği kitap ve yazarları da burada bahsetmek istiyorum.Belki hem daha çok hoşunuza giderek, ilginizi çekerek başlar yazım.Buradan da kitabın ne kolay çok bilgiyi bi arada topladığını da
Kendimi aramaya çıktım, ama yolu kaybettim hangi sokakta olmam gerekiyor bilemiyorum. Ve artık kendimi aramanın yolunu da kaybettim. Hangi caddeye çıkmam gerekiyor bilemiyorum.
Bu minik paragraf kitabın ana hatlarıyla bana düşündürdüğü bir, iki kısımın özeti. Düşüncelerin özeti mi olur derseniz, evet her şeyde olduğu gibi düşüncelerin de özeti
Daha önce hiç gitmediğiniz bir şehire gittiğinizi düşünün. Orada yaklaşık 5-6 saat gezme fırsatınız var. Yani 3-4 yere rahatlıkla gidebilirsiniz. En sona, gidilebilecek en güzel yeri mi bırakırsınız yoksa diğerlerine nazaran biraz daha gölgede kalmış yeri mi? Bu soru her ne kadar kişiden kişiye farklılık gösterse de güzel olan bence en sona
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CaC2x0xtJpA
Evet, maalesef 10 üzerinden 4 puan. Kitabın dilinden dolayı da değil üstelik. Peki, ben kimim de Cemil Meriç'i eleştiriyorum?
Ben sadece bir okurum. Bir kitabı ya da yazarı eleştirebilmek için illa
Mitoloji okumaları yapan herkesin ilk durağı şüphesiz Antik Yunan olacaktır. Her ne kadar mitoloji, Doğu'dan Batı'ya doğru akan bir süreç olsa da, Yunan ve Roma diğer mitolojilerden ayrılır. Bunun birçok sebebi vardır. Yazılı ürün verme konusunda tarihin daha iyi bir noktasında olmalarının yanı sıra, Yunan'dan Roma'ya bir
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
This is a man's world
(Bu bir erkeğin dünyası)
This is a man's world
(Bu bir erkeğin dünyası)
But it would be nothing
(Ama hiçbir şey olmazdı)
Nothing
(Hiçbir şey olmazdı)
Türk- Kürt- Arap- Çerkes,
Alevi- Sünni,
Kadın -Erkek,
Kapalı- Açık,
Örtülü- Etekli,
Doğu- Batı,
Bu tür yapay kavgaları siyaset kullandığı müddetçe...
Halk, fakir kalacak