Dünya uygarlıkları arasında en aldatıcı ve en sinsi uygarlık, çağdaş Batı uygarlığıdır. Güçlü illüzyonist propagandaları sayesinde kendisini insanlık tarihinin en akılcı ve en bilimsel uygarlığı olarak takdim edebilmektedir.
Mücadele...
- " (...) İbda Diyalektiği, İslâm tasavvufu karşısında Batı tefekkürünü muhasebe ve birinciye nüfûz ederken ikinciyi asli prensibine döndürme dâvâsı. İslâm'ın (İslâm'a muhatap anlayışın) karşıtlarıyla mücadelesi ve üstünlüğü dâvâsı. Tabiî bunun tarih içinde, bütün insanlık tarihi içinde de izi sürülebilir. "Tevhid akidesinin karşıtlarıyla mücadelesi ve üstünlüğü dâvâsı" Belki bu her yerde mümkün olmaz, o zaman da: "İyinin kötüyle mücadelesi ve üstünlüğü dâvâsı"; İbda Diyalektiği ile tarihe bakışta usûl..."
Sayfa 207 - 208 Cinius YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Yapayalnız ölürüz!"... Öleceğimiz anda saniye ve salise hesabıyla bütün insanlık bizimle beraber ölse yine her fert tek başına ve yapayalnız ölür.
Yeni Bir Hayat Anlamı...
Batının bunalımı, metafizik bir bunalım olmaya doğru yol almaktadır… İnsana yeni bir hayat anlamı getirme ödevi ile karşı karşıya kalmıştır Batı. Yani, hal diliyle insanlık Batı’ya bunu söylemektedir ve: “Dünyaya hakim olmak istedin. Pekala, işte oldun. O halde, kadar senden, hepimizin asgari mutluluğu veya hiç olmazsa hayatın yaşanmaya değer olduğunu kabul edebilmemiz için yeni bir inanç, varoluş, yorum ve anlamı istemektedir. Bu sorumluluğa hevesli olan sendin. Bunu sen kendin yüklendin. Şimdi cevap ver bakalım“ demektedir.
Sayfa 31 - Bunalımın KaynağıKitabı okudu
...Fakat başlangıcına dikkatlice bakılınca ve hele kendisini hazırlayan yüzyıllara göz atılınca Rönesansa gerek iç ve gerek dış şartlarıyla vücut veren vakanın İslam’ın varoluşu vakası olduğu tespit edilir. Bir nevi, Rönesans, İslam’a karşı, Hıristiyanlığın, eski batı medeniyetini imdada çağırmasıdır. Bir başka değişle, yeni çağın ruhu olan İslam’a karşı kendini savunmak için orta Çağ ruhu olan Hristiyanlık eski çağı, Antikiteyi yardıma çağırmıştır. Bir nevi, gelecek zamana karşı geçmiş zamana sığınmak… Tarih ve insanlık açısından bu davranış olumsuzdu. Çünkü nasıl olsa, Antikite bütünüyle geri gelemeyecekti. Zaten batı da Antikiteyi bütünüyle çağırıyor değildi. Çünkü: antikitenin bütünüyle geri gelmesi demek, Hıristiyanlığın yok olması demek olurdu.
Sayfa 26 - Bunalımın KaynağıKitabı okudu
Hıristiyanlık, Nazizim ve Komünizm, terörle tüm ethik değerleri ve hukuğu ortadan kaldırarak oluşturduğu korku ve dehşetle tutsak almıştır insan ruhunu. Gerek Nazizmin gerekse Komünizmin kökleri Hıristiyan ideolojisinin çatallı yapısından beslenir. Bugünkü Hıristiyan-Avrupa kültürünün temel yapı taşları Eski Yunan ve Roma'dan daha ağırlıklı olarak Ortaçağ değerleri üzerine kurulmuştur. Kilisenin yarattığı sanal bir İsa ve sanal bir insanlık tarihi bin beş yüz yıldan beri Batı Kültürünün ve Batı Felsefesinin temel belirliyenidir. Sovyet imparatorluğunun çökmesi ile Karanlık Çağ birkez daha büyüyüp yeşerdiği Hıristiyan-Avrupa Ruhunun derinlerine çekildi; ama 'O' orada duruyor ve yeniden gün ışığına çıkabilmek için koşulların oluşmasını bekliyor.
Sayfa 259
Reklam
Şu andaki biçimiyle Batı sekularizminin insan haklarının en iyi taşıyıcısı olduğunu düşünmüyorum. Batı sekülarizmi "güzel hayat"ın anlamına dayanak oluşturan tanimların, esas olarak hedonizm, kendini tatmin ve tüketim olduğu kültürel bir dalgadır. İnsanlık, bundan daha farklı bir şey olmalı. Bu kadar büyük bir manevi ve ahlâkî boşlukta politik bireyin korunması çok fazla şey ifade etmez. (Brzezinski ile mülakat)
Sayfa 196 - VadiKitabı okuyacak
Kimin Kime Karşı Hürriyeti
Vatandaşlığı yapan kan ve toprak değil, inanç. Ümmetin Avrupa dillerinde karşılığı yok. Siyasi ve dini bir bağ. Kur’an hem bir ibadet kitabı, hem bir anayasa, muhatabı bütün insanlık. Demek ki İslamiyetin temel mefhumu: Eşitlik. Bu bir amaç değil, bir hak. Hürriyet, eşitliğin bir başka adı veya görünüşü. Sınıf kabul etmeyen, imtiyaz tanımayan bir dinde kimin kime karşı hürriyeti? Batı, hürriyeti, bir hata işleme hakkı olarak talep ediyor. Müslümanın böyle bir hakkı yoktur. Çünkü o ebedi hakikatin, yegane hakikatin, cihanşümul hakikatin emrindedir.
Sayfa 173 - Demokrasi ve İslamiyetKitabı okudu
"İnsanlık adına yahut hakikat, adalet ve iyilik yolunda mücadele etmek hayatın tekdüzelliğini, sonunun olduğunu fikrini reddetmek anlamına gelir."
Sayfa 11
Batı uygarlığı bütün insanlık tarafından emilmekte, yutulmakta, somurulmakta ve böylece insanlığın büyük kantite ve öz potansiyeli içinde eriyip kaybolmakta... Görünüşte o bütün dünyayı tutmakta, gerçekteyse dünya ve insanlık artık âdeta şifasız hale geldiğini anladığı veya duyduğu yarasının ateşiyle bir damla da olsa Batı kadehindeki suyu başına çekmekte. Ama bu su tuzlu suymuş, asitmiş, dinlediği yok dünyanın. İnsanlık batıyı içiyor. Evet, insanlık Batıyı içiyor. Fakat bu içişi onu şifaya götürmüyor. Hatta yavaş yavaş zehirliyor onu.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.