Aydınlanma ve Irkçılık: Zorunlu bir sentez? Eğer "ırkçılık kuramlarının" öncülüğü denebilecek birşey varsa bu utanç verici “kuramcılık” çabaları John Locke (1632-1704), David Hume (1711-1776) ve Immanuel Kant (1724-1804) gibi felsefeciler tarafından başlatılmıştır. Yalnızca beyaz ırk dışındaki insanlığı değil, ama insana bilgi yetisini
8 Mart Kadınlar Gününde Hatırlama İhtiyacımız olanlar Kız çocuklarının diri diri kızgın kumlara gömüldüğü günlerde,kızını omzuna alıp Mekke sokaklarında gezdiren bir Peygamberin ümmetine; 'Kadın hakları' adı altında, kadınların omuzuna hergün biraz daha... Biraz daha yük yükleyenlerin,yüklediği bu yükü 'çağdaşlık' sosuna bandıra bandıra
Reklam
Gılgamış Destanı - Luc Ferry
- Gılgamış Destanı, dünyada muhtemelen milyarlarca insan tarafından biliniyor, ama paradoksal olarak Avrupa'da, Batı dünyasında çok az biliniyor. -Gılgamış Destanı, insanlık tarihinde yazılmış olan ilk kitap. M.Ö. 18. yüzyılda yazılmış bir kitap. Yani Homeros'un Odysseia'sından on yüzyıl önce; (..) Yazıyı icat edenlerce, Sümerlerce. (..) Yazarı bilmiyoruz. Çok özel bir metin. İnsanlık tarihinde yazılan ilk roman. (..) ve bu bir aşk romanı. Aşkın ve ölümün destanı. -Gılgamış, örneğin Kral Arthur ya da Odysseus gibi kahramanların aksine gerçekten yaşadı. Uruk şehrinin kralıydı, bir Mezopotamya şehri; Basra Körfezi'ne çok uzak değil, bugünkü Irak dolaylarında. M. Ö. 2600-2500 yılları civarında. -Gılgamış Destanı'nın müthiş bir etkisi oldu. Birazdan onu da göreceğiz. Hem Eski Ahit üzerinde hem de Yunan mitolojisi üzerinde. Örneğin Nuh'un Gemisi'ni çok net bir şekilde, tüm detaylarıyla bulabiliyoruz burada. -İncil, bu hikâyeyi tamamen Gılgamış Destanı'ndan almış. Yunan mitolojisinde de aynı hikâyeyi bulabilirsiniz, aynı şekilde tufan miti şeklinde. Pyrra ve Deukalion miti, Nuh'un Gemisi'nin muadili. Buradaki birçok detayı ana kaynakta da ayrıntılarıyla bulmak mümkün. Örneğin Nuh'un gemisinden salınan küçük güvercinin gagasında küçük bir dal parçasıyla geri dönmesi. Tüm bunlar Gılgamış Destanı'nda mevcut. -Gılgamış Destanı, sanki, Orta Çağ'da bile değil, on yedinci yüzyılda yazılmış gibidir; bize çok çok yakın. Luc Ferry - Gılgamış Destanı Destanı ve önemini anlattığı videosu: youtube.com/watch?v=1HbW1B8...
Gencecik ömrünün beş yılını bir yardım kuruluşunda canla başla mültecilere eğitim vererek geçiren arkadaşım aradı... "Hygge'yi biliyor musun?" diye sordu. Geçen gün görmüştüm. Alışveriş merkezlerindeki kitapçılarda kapış kapış giden bir kitap: "Hygge- Danimarkalıların Mutluluk Sırrı." Hygge dedikleri rahat, huzurlu, sakin
Biz Seniz İlelebet Ölümsüz Atatürk: “İstilacı, saldırgan olan devletler yerküreyi kendilerinin malikânesi kabul etmekte ve insanlığı kendi hırslarını tatmin için çalışmaya mahkûm esirler saymaktadırlar. Onlar, ilan ettikleri insani ve adaletkarane esasları, kabule değer gördükleri için değil, senelerden beri tahakküm zinciri altında tuttukları insanlık kütlesini büsbütün silahlardan tecrit etmek ve daha kolay esaret altında tutmaya devam etmek için bir aldatma vasıtası kabul etmektedirler. Buna diğer bir saik daha vardır: Birbirlerini aldatarak biri diğerinden fazla menfaat koparmak. Hilekârlıkta yekdiğeriyle müsabaka etmektedirler. Bunlar sırf kendi hırslarını tatmin için çalışmaktadır. Bunların gayesi, insaniyetin iyiliğine yönelik olmadığı gibi, bilakis, zulüm, baskı olduğu için, onları lanetle anmakta kendimizi haklı görüyoruz. Bunlar kudret ve kuvvet mevkiinde bulundukça mazlumlara merhamet ve şefkat göstermelerine imkân yoktur. Böyle bir şeye inanmak büyük bir gaflettir. Bu kuvvetleri maddi, manevi silahlarından tecrit edeceğimiz zaman ancak böyle bir hareket beklenebilir. Batı ancak bu kuvvet karşısında silahını teslime mecbur kalacak ve bu gayri insani muamelelerine, zulüm ve zorbalığına nihayet verecektir. Bunun husule gelmesi çok zamana bağlı değildir.”
591 öğeden 581 ile 590 arasındakiler gösteriliyor.