Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Şu hâlde imajla gerçek arasında her zaman bu kadar büyük uçurumlar olmasa da daima fark vardır. İmaj üretilebilir ve dolayısıyla küçük imajlar büyük gerçekleri örtebilir. Böylece imajlar gerçeklere tercih edilmek zorunda kalabilir. Bu durumda imajlar zihinleri işgal eder ve o imajın gerisindeki gerçek ortaya konulamazsa, gerçek alabildiğine sahipsiz kalır, hatta dönüşür.
Batı dünyasında İslâm, az sayıdaki iyi örnekleri bir tarafa bırakılırsa, esasen istenilen düzeyde tebliğ ve temsil edilememektedir. 2D olarak formülleşen İngilizce başta olmak üzere Batı dillerini bilenlerinin Din'i(İslâm) bilmediği, Din'i bilenlerin ise dili bilmemesi durumumun etkisi büyüktür ; dilin ise etkili bir iletişim aracı olduğu aşikardır.
Sayfa 402Kitabı okudu
Reklam
"Hıristiyanlarca aşağılanarak tanıtılmış bir dinin bu kadar taraftar toplamış olması dikkat çekici değil midir? Bırakın da Müslümanlar, kendi dinlerini kendileri tanımlayıp anlatsınlar. Zira her din, kendisine muhalefet eden başka din ve inanca mensup kişilerce yanlış bir şekilde tanımlanmıştır. "
Sayfa 110 - S. HurgronjeKitabı okudu
İslam'ın getirdiği küresel vizyonla "kabile"den sıyrılıp büyük medeniyet kuran Müslümanlar, Yunan, Bizans, Yahudi ve Pers medeniyetlerinin mirasını da değerlendirerek, bilim, felsefe, tıp, sanat, mimarî gibi farklı alanlarda büyük atılımlar kaydetmişti. Amerikan Yahudi asıllı tarihçi Martin Kramer'in "Eğer 1000'li yillarda da Nobel ödülleri dağıtılıyor olsaydı, neredeyse tümünü Müslümanlar alırdı." sözü bunun ifadesidir.
"Biz Müslümanların, Yunan felsefesinin etkisi altında şekillenen teslis akidesine gelmesini mi bekleyeceğiz? Neden Muhammed, bu fasit felsefeyi tashih eden ve İncil ve Tevrat'ta anlatılan beklenen peygamber olmasın!"
Sayfa 351 - Alman teoloğu Hans KüngKitabı okudu
Buna göre Voltaire de Araplar'ı "barbar", Hz. Muhammed'i "yalancı" olarak nitelendirse bile İslam'ın Hıristiyanlığa göre müsamahakar, sade, insanî ve barışsever olduğunu kabul ediyordu. Bu tür anlayışlar o dönemde Fransız İhtilali'nin diğer fikrî hazırlayıcılarında da görülür. Fakat ihtilalden sonra bu sempatiden pek iz kalmamış ve siyasette Mısır'ı "barbar Müslüman Türklerin elinden kurtarmak" gibi ucuz kahramanlıklara, şarkiyatçılıkta ise Ernest Renan'da olduğu gibi köhnemiş, yanlı, tutucu ve ırkçı nazariyelere dönülmüştür.
Reklam
Böylesi bir iddiayı ilk kez okuyorum
Aslında bu son tahlilde İslam'ın "sapık bir öğreti", Hz. Peygamber'in de sapık öğretinin sahibi olduğu iddiasıdır. Buna göre İslam yeni bir din değil, yeni bir heretik Hıristiyan mezhebidir.
Sayfa 237Kitabı okudu
Öte yandan Bologna'da XII. yüzyılın ikinci yarısında bir kilisenin kubbesini süslediği belirtilen "Mahomato Nell'inferno Medievale/Ortaçağ Cehenneminde Muhammed" tasviri, Ortaçağ insanının İslam ve Hz. Peygamber'e karşı duyduğu nefretin en uç tasviridir. Bu tasvirde Hz. Peygamber, resmin göbeğine oturtulmuş "siyah tüylü, boynuzlu, devasa bir şeytan" olarak resmedilmiştir. Etrafında da daha küçük boyutta oraya buraya koşuşturan çırılçıplak kadınlar bulunmaktadır. Bu tasvirin kilisenin/mabedin kubbesinde olması, aynı zamanda bu dönemde Hz. Peygamber'e yönelik nefretin büyük oranda Hıristiyan din adamlarının öncülüğünde yürüdüğünü göstermesi bakımında da anlamlıdır.
Oryantalistik araştırmalar, bir taraftan Batılıların İslam hakkindaki bilgilerini sürekli genişletmekle birlikte diğer taraftan alttan alta Batılı insanın zihnini İslam'a, Hz. Paygambere ve Müslümanlara karşı bilemiştir. [...] Oryantalizm, İslam hakkında "savaş", "cihad", "şiddet" ve "yayılma" üzerine hassasiyetle yerleştirilmiş ideolojik bir bakış geliştirmiştir. Bu bakış, oryantalist olmayan Batılı meşhur yazar ve düşünürlerde de mevcuttur.
Belçika Katolik Leuven Üniversitesi (KUL) Öğretim Üyesi Rik Torfs, "Müslümanların dinleriyle alakalı Avrupa'da açacakları hiçbir davayı kazanamayacaklarını" söylemiştir. Zira Torfs'e göre, Avrupa'da İslâm kanunlar nezdinde "din" olarak kabul edilmez.
Sayfa 374Kitabı okudu
Reklam
“Batı’da Hz. Peygamber imajı” aynı zamanda “Batı’da Kur’an, hadis/sünnet” ve İslam imajıdır.
Sayfa 19
İmaj aslında bir “algılama biçimi”dir ve bu algılamada “korku” önemli bir rol oynar.
Sayfa 44
Milliyetçilik üzerine çalışmaları bulunan ve insan gruplarının olgular karşısında tavırlarını inceleyen Walker Connor. “İnsanların davranışlarını gerçeğin ne olduğu değil, insanların olgular hakkındaki inançları ve algıları tayin eder.” demiştir.
Sayfa 44
Eğer 1000 li yıllarda Nobel ödülleri dağıtılıyor olsaydı, neredeyse tümünü Müslümanlar alırdı. Amerikalı yahudi asıllı tarihçi Martin Kramer
Biz en fazla mesaimizi Muhammed 'in peygamber olmadığını ispat üzerine yoğunlaştırdık. Zira o peygamber değilse Kur 'an da vahiy olmayacaktı. Norman Daniel
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.