Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eski bir batıl inanışa göre evlenen çifte, gelecekteki birlikteliklerinde doğurganlık getirmesi için taze çiçekler verilmelidir. Eğer bu çiçeklere portakal çiçekleri dâhil edilirse daha faydalı olacaktır çünkü bunlar, gelinle damada çocuk getirmesiyle ünlüdür. Daha az sıklıkla görülen bir diğer batıl inanç ise, gelinin buketine biraz sarımsak koyulmasını önerir. Bunlar iblisleri uzak tutmaya yardımcı olduğuna inanılan gelin duvağına kuvvet kazandırır. Orta Çağ’da korkunun etrafında şekillenen bu inanış, bugün tüm dünya düğünlerinde bambaşka bir batıl inanca evrilmiştir.
Bazı rejimler,kalabalıkları,sırf ruhlarının çengellerinden tutar.Ruh müeyyidesi o kadar sağlam bir dayanaktır ki,halka,midesinden ve maddesinden her fedakârlığı yaptırabilir.İman kutupları saygı gördükçe güç yerindedir.İsterse inanış bâtıl olsun...
Sayfa 435
Reklam
Pagan kült ve ritüeller geçmişten günümüze Anadolu inançlarının ve din tecrübesinin önemli bir bileşeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Öyle ki antik dönemde geleneksel putperestlik, yıldız ve gezegen kültü şeklinde tezahür eden paganizm Hıristiyanlık ve İslami dönemlerde, çeşitli açılardan halk inançlarında varlığını devam ettirmiştir. Bugün Anadolu genelinde oldukça yaygın olan ve batıl inançlar olarak adlandırılan birçok İslam dışı inanış, adet ve uygulamanın temelini, Eski Türk inançlarıyla birlikte Anadolu'nun eski pagan geleneklerinde görmek mümkündür.
Sayfa 112 - Ankara Okulu Yayınları, Birinci Basım Kasım 2005 [ISBN10: 975-8190-89-X]Kitabı okudu
Tüm dinler bizi ALLAH'a götürür mü?
Tüm dinlerin İslâm olduğu, eşit seviyede hakikate götürdükleri düşüncesi özellikle yakın zamanlarda Yahudilik, Hristiyanlık ve İslâm arasına diyalog çalışmaları yapan, bu üç dine de inanan kimselerin Cennet'e girebileceğini savunan kimseler tarafından gündemde tutulmuştur. Yakın zamanda bir felsefecinin de bu minvalde bir şeyler söylemiş
34 Michel Thomas, Hristiyan Tanrı Bilimine Giriş, Orhan Basımevi, İs- tanbul, s. 56. 35 Şinasi Gündüz, Hakan Olgun, Mahmut Salihoğlu, Elif TOKAY, Din- ler Tarihi, İstanbul Üniversitesi, s. 172.
Büyü, cadıcılık, durugörü, kötü ve iyi ruhların tezahürleri konusunda Latinler, Slavlar ve Arilerle; Turancılar ise Samilerle aynı inanışları paylaşmaktadırlar. İnanışlarda ‘özdeşlik’ vardır. Bu özdeşlik, göreceli manada değil, terimin tam gerçek manası ile vardır. Yalnızca ‘batıl inanış’ yoktur; yasaları, değişmez formülleri ve değişmeyen uygulamaları olan uluslararası bir bilim vardır.
Sayfa 158 - Mitra YayınlarıKitabı okudu
Lailaheillallah
İnsanı yaratılış gayesinden saptıran, Allah'a kul olmaktan çıkarıp vasıfları ve inanç ları ne olursa olsun kula kul eden güç ve kuvvetler, batıl sulta ve otoriteler, Allah'ın din ve hakimiyetine kafa tutmuş, insanların inanış ve düşünceleri üzerinde sansür ve baskı kurarak hürriyetlerini ellerinden almış, fitne kazanları kaynatmışlar demektir.
Sayfa 145 - Hikmetevi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Geçmişe taparcasına bağlı ve ölü bir bilim anlayışına dayanan bilimcilik, bir tür batıl inanış hâlini almış, daha doğrusu totaliter bir yobazlığa dönüşmüştür."
Sayfa 29 - Timaş Yayınları, bilimci yobazlık bölümüKitabı yarım bıraktı
Tüm ağır kişilik sendromlarında (paranoid, şizotipal ve sınırda kişiliklerde) geçici psikotik nöbetler yaşanır. Şizotipallerinki eksantrik, batıl inançlara dayanan veya büyüsel içerikli olma eğilimindedir; sınırda kişiliklerinki büyük oranda mantıksız, dağınık, sistemsizdir. Paranoidler ise dünya daha acımasız bir yer olsa, kendi içlerinde belki nispeten akla yatkın gelebilecek tutarlı inanış sistemleri geliştirme konusunda maharetli sayılabilirlerdi.
Sayfa 604 - Paranoid KişilikKitabı okudu
Muvazene olmayan yerde hayat yürümez. Hak veya bâtıl, her inanış, bir muvazene doğurur. Aşağı veya üstün… Bugün bazı Avrupalı mütefekkirlerin iddiasınca Batıda ve memleketimizde son derece artan ruh hastalıkları, sadece iman yokluğundan doğuyor. İnanamıyan insan hasta olup, devrilip gidiyor. Çünkü muvazenesini kuramıyor.
Batıda akıl ve bilimin ilerlediği devirlerde, birçok ilim adamı Hristiyanlığın bu akıl dışılığı karşısında, dinden soğudu. Buna bir infiâl olarak dinsizliğe yönelenler oldu. Fakat vicdânen bu kâinâtın bir yaratıcısının olduğunu, yaratılışın da bir gayesinin olduğunu kabul edenler, kendilerini hem muharref Hristiyanlığı reddetmek hem de yaratıcıyı kabul etmek gibi bir durumun içinde buldular. Buna bir kılıf, bir ad olarak da tarihte kadîm Yunan'dan beri bilinen bâtıl bir inanış olan deizmi buldular. Hâlbuki; muharref Hristiyanlık ne kadar tevhidden uzak ise, sadece yaratan, ama gerisine karışmayan bir tanrı anlayışı olan deizm de küfürdür ve merduttur (reddedilmiştir).
Sayfa 38
Reklam
Muvazene olmayan yerde hayat yürümez Hak veya bâtıl, her inanış bir muvazene doğurur. Aşağı veya üstün...
O halde, tarihçi ve sosyologların, Allah'ın koyduğu, mutlak ölçüye uygun olarak, İslâmı bir din saymaları doğrudur. Onlar bu noktada aldanmamışlardır. Fakat, onların aldandığı nokta bundan sonra başlar. Onlar, İslâma din demekle yetinmemişler, din olmayan, belki dine benzeyen, şüphesiz insan ruhundaki dine mahsus yeri haksız olarak zapt ve gasp etmiş birtakım bâtıl inanış sistemlerine din adını vermişlerdir, işte yanıldıkları nokta buradadır.
Sayfa 8 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.