İki bileşenli bir dünyada büyümüş bir Arap'tı, bu bileşenler sıfır bir sıfır bir çöl şehir çöl şehir şeklinde gitmekteydi.
Sayfa 106Kitabı okudu
216 syf.
·
Puan vermedi
Dünya da önce Güç gelir, eğitim ancak ikinci sıradadır
Yaşam ve ölümün kıyısında kararlar vermek Kendi öğrendikleri doğrularının çizgisinde ilerleyen biri yepyeni keşf diğeri düzeltme için yaşamlarında ki karşılaşmalarının etkileyici bir dille anlatmış Tekrar okumam ama çeşitlilik iyidir
Batır Gitsin Derin Sulara
Batır Gitsin Derin SularaJ. M. Ledgard · Jaguar Kitap · 202348 okunma
Reklam
Hayatta hiçbir zaman bencil bir kalbi mutlu edemezsin.
Sayfa 66 - JaguarKitabı okudu
İyi de, bir insan nasıl hazırlanır ki ölmeye? Tabiatta her şey önceden belirlenmiştir, tabiatın istekleri pazarlık kabul etmez. Elma ağaçlarının mayısta meyve vermesi ya da yaprakların ekim ayında dökülmemesini istemeniz ne kadar mümkünse, ölümsüzlük dileğiniz de o kadar mümkündür.
"Batır gitsin derin sulara, çıkardığında daha da güzelleşecektir."
"Deniz, karaya mahkum bir macerayla başka bir macera arasındaki ara duraktır. Deniz karaları birleştirir. Okyanus ise derinliklere uzanır ve dünyaları birleştirir."
Reklam
"James, hayatta hiçbir zaman bencil bir kalbi memnun edemezsin."
“Hakikat şu ki, dünyamızdan içre başka bir dünya daha vardır, fakat “nihai ateş derinleri ısıtana değin” el mecbur, bu dünyada yaşamaya devam edeceğiz.”
"Batır gitsin derin sulara: Çıkardığında daha da güzelleşecektir."
"Her şeyin miktarının belirleneceği bir çağa giriyoruz. Bol bol bulunduğunu sandığımız şeylerin sayısının aslında sınırlı olduğunu fark edeceğiz."
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Uzayın olayı ağırlıksızlık ve makinelerin daha önce hiç ulaşamadığı ve zar zor hissedilebilen hızlardır; bir ayrosolun ateşlenmesi bir gemiyi ileri ittirmeye yeter de artar, bir çubuğun hafifçe ittirilmesiyle rotası çizilmiş olur ve bu zaman zarfında gemi içerisindeki hava dışarıdaki boşluğu ittirir. Okyanus seyahati ise, tam tersine, içeri; körlüğe doğru yapılan bir yolculuktur. Okyanusun olayı ağırlıktır, gemiyi termal tabakaların üzerinde durdurabilmektir, ittiren su kütlesinin yaptığı basınçtır ve kendimizi sahibi olarak gördüğümüz gezegenin büyük kısmının aslında bize düşman kesildiğini can sıkıcı biçimde fark etmektir. Okyanusta hiçbir zaman bir Neil Armstrong ânı yaşanmayacaktır. Ne yolu aydınlatacak bir ışık ne bakacak bir manzara ne de ufuk vardır, insan vücudu metal bir kıyafetle sarılıyken dahi öyle Sıvı haldedir ki, derin deniz tabanına adım atmayı aklınızdan bile geçiremezsiniz.
Denizin kendi dönüştürücü gücü, kendi geçmişi vardır. Annemin Martinikli olduğunu söylemiştim sana. Martinikliler için denizin geçmişi kölelikten ibaretti. Deniz iki tarafı birleştirir, olay da bu zaten. Deniz, karaya mahkûm bir macerayla başka bir macera arasındaki ara duraktır. Deniz karaları birleştirir. Okyanus ise derinliklere uzanır ve dünyaları birleştirir."
Bizler tabiatın öz farkındalık denen şeyle yaptığı kısa deneyiz. Okyanuslarla ve içinde bulunan şeylerle ilgili yapılan her çalışma, gezegenin istese bizden ne kadar kolay kurtulabileceğini göstermeye yarayacaktır."
…hayatta hiçbir zaman bencil bir kalbi memnun edemezsin.
Canı sıkılmıştı. Bir şeyden zevk almak yerine onu hemen kataloglamak gibi bir kusuru vardı.
Resim