Kendini insanlardan soyutlar gibiydi.Gözlerinden belliydi.Dünya aşındırmıştı onu.
Sayfa 60Kitabı okudu
...incelikli hale getirilmeyen şey sahip olmaya değmezdi.
Sayfa 57Kitabı okudu
İnsanlar iki dünya arasına sıkışmış, arada kalmıştı, ne ışığın nerede ikâmet ettiğini ne de karanlığın nerede sahneye çıktığını bilmiyorlardı.
Sayfa 244Kitabı okudu
Ebedi geceyi bir kere aşağımızda bırakınca, ışığa yönelmekten kendimizi alıkoyamıyoruzdur artık.
Sayfa 128Kitabı okudu
Çok uzaklarda kalmış onca şeyin özlemini çekiyordu.
Hakikat şu ki , dünyamızdan içre başka bir dünya daha vardır. “Nihai ateş derinleri ısıtana değin”,el mecbur, bu dünyada yaşamaya devam edeceğiz.
Yağmur da zenginle fakiri birbirinden ayıran perdelerden biriydi.
Tudor İngiltere'sinde baltayla, Suudi Arabistan'da kavisli kılıçla ve Somali'de yüze inen hançerle gerçekleştirilen infazlar birbirlerini andırdığına göre, bu infazlarda dökülen kanlar da birbirine karışmıştır diyen bir şüphe vardı içinde.
Sayfa 14Kitabı okudu
"Batır gitsin derin sulara, çıkardığında daha da güzelleşecektir."
İyi de, bir insan nasıl hazırlanır ki ölmeye? Tabiatta her şey önceden belirlenmiştir, tabiatın istekleri pazarlık kabul etmez. Elma ağaçlarının mayısta meyve vermesi ya da yaprakların ekim ayında dökülmemesini istemeniz ne kadar mümkünse, ölümsüzlük dileğiniz de o kadar mümkündür.
Sayfa 63Kitabı okudu
Kendini insanlardan soyutlar gibiydi. Gözlerinden belliydi. Dünya aşındırmıştı onu.
Bir mezar yazısı da Romalı şair Horatius'tan gelsin:
“Batır gitsin derin sulara:
Çıkardığında daha da güzelleşecektir.”
Sayfa 246Kitabı okudu