Yenge Semahı - Ercan Kesal
"Irmağın öte yanı" demekmiş yenge. Irmağın karşısından gelen kadın olduğu için söylenmiştir. Hem ırmak olup hem de ırmaktan geçmek gibi
En kötü cümle bile, kendinden önce söylenmiş bir söze bağlanmadan var olamaz.
Sayfa 5 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
..hangi dokunuş gider bir solgun bedende eski bir arzuyu tutuşturur.. Kimse bilemez ki..
Sayfa 5 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İnsanı delirten hayattı. Onun masum olduğunu nerden çıkartıyorlar.
Sayfa 8 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Seni kendi celladına dönüştürdüler. Susuz kalmışsın diye kendi kanını içildiler.
Sayfa 8 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Bütün pişmanlıklarımın özeti..
Benim salaklığım, senin caniliğin ortaya çıktı.
Sayfa 8 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Hangi ülkede sürtüyorsun acaba? Hangi yalancı adamların peşlerinde koşuyorsun? Bazı aşklar kötü edebiyat. Bence evet tam da bu kötü hayat gibi kötü aşk.
Sayfa 8 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Sen Karaköy'de güneşin doğuşunu severdin. Ben hep batışına yetişirdim. Uyumsuz olduğumuz ordan belliydi zaten.
Sayfa 8 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Dünya küçük. Eskiden bu kadar küçük değildi, saklanırdık. Kötülüklerden acılardan saklanabilirdik.
Sayfa 8 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Ruh halim kelimelerle öpüşüyor..
Bunlar son sözlerim. Artık nasıl bi' yoldaysan devam et. Dönecek yer yok burada. Hiçbir şey söylemedim senle ilgili. Yalancı, hırsız, düzenbaz olduğunu söylemedim. Zaten artık burada bunların özel anlamları kalmadı. Öldürdüğün tek bir kişiyi biliyorum. Aynadaki yüzü bana benzeyen. Öylece bırakıp gittiğin biri. Bu da kimseyi hiç mi hiç ilgilendirmez.
Sayfa 8 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Saksılardan birini yere düşürdü yerleştirirken, çiçek saksısından özür dileyen bir kadın da gördü bu gözler.
Sayfa 9 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Müjgan Abla'ya çatlak diyorlar. Müjgan çatlak değil, Müjgan'ı fena kırmışlar..
Sayfa 9 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Bitmedi: Ey, yıprata yıprata kendini yıpratan ağaç! Düşen yaprak düşmüş ola.. Uzak tut kendini üzünçten, günleri sayılı olmayan hangi ağaç var sanki ..?
Sayfa 18 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Anlamsızlık, İkinci Yeni tartışmalarında çok yinelendi ama, o günden bugüne anlamsızın anlamı irdelenmedi. Anlamsız tek ve değişmez bir kavram olarak algılandı.
Sayfa 26 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Zamanın başlangıcı var mıydı ve sonu var mı zamanın ? Gelecek zaman sınırlı mı, sınırsız mı? Zaman için sınır ne? Sonsuzluğun sınırı yoksa sonsuz nasıl bir şey ? Bilemediğimiz yerde anlam da biter mi? Anlamsız mıdır anlamını bilmediğiniz her şey?
Sayfa 26 - Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
Resim